Bazıları istiyorlar ki, Türk Devleti Gazze’de yaptığı her şeyi tek tek açıklasın: istihbaratından lojistiğine, silah desteğinden gıda yardımlarına kadar… Hatta gönüllülerin varlığını dahi belgeyle ispatlasın. Sorarım size, başka bir emriniz var mı? Belge de ister misiniz?
Yine bazıları, devletin İsrail’le restleşmesini, büyükelçiyi çekmesini talep ediyor. Elbette yüreği yanan insanımız çözüm arayacak, itiraz edecek. Ancak bu süreçte maksatlı fotoğraflar, tarihi belli olmayan görüntüler, masa başında üretilmiş bilgilerle insanların aklı bulandırılıyor. Bir yanda devletin defalarca açıkladığı “İsrail’le ticaret bitmiştir” gerçeği var, öte yanda “gemiler gidiyor, uçaklar iniyor” diyenler. Ben devletime inanmayı tercih ediyorum.
DEVLETİN İTİBARINI KORUMAK
Ne zaman çekildiği belli olmayan karelerle, maksatlı bilgileri yayarak devletin itibarını zedelemek isteyenler var. Reis’in gayretini, niyetini değersizleştirmek isteyenler var. Ben buna itibar etmiyorum. Ama aynı zamanda, samimiyetle yüreği Gazze için yanan kardeşlerimize de sesleniyorum: Çözüm ararken oyuna gelmeyin. Birliğe, dirliğe, otoriteye en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde devletimizin yanında olun.
İSRAİL’İN VE BATI’NIN OYUNU
Ortadoğu’da Büyük İsrail Devleti kurmak isteyen bir ittifak var. ABD’si, Avrupası, İsrail’i aynı plana hizmet ediyor. Bugün Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkeler onların tesiri altında. Geriye yalnızca Türkiye kaldı. Bizim üzerimize de FETÖ’yü, PKK’yı, DEAŞ’ı, IŞİD’i saldılar. Yıkamadılar. Bugün siyaseti bahane ederek içeriden kaos çıkarmaya çalışıyorlar.
İsrail’in medyası Türkiye ile kavga çıkarmak için adeta sabırsızlanıyor. Suriye’de her gün ucu bize dokunan operasyonlar yapıyorlar. Biz “bütünlük” dedikçe, onlar teröristleri kaşıyor. Kürt kardeşlerimiz ile ABD’den maaş alan teröristleri birbirine karıştırmaya çalışanlar var.
HAZIR MIYIZ?
Şimdi soruyorum: İsrail’in üzerine çökme çağrısı yapanlar, içimizle, dışımızla, ekonomimizle, gençlerimizle hazır mıyız? Milli savunmamız yüzde yüz mü? Sığınaklarımız, stratejik planlarımız tamam mı? Korku değil bu sorular, gerçeklik. Çünkü savaş sadece cephesiyle değil, her yönüyle hazırlanmayı gerektirir.
Kurtuluş Savaşı’nda dost görünen bütün devletler karşımızdaydı. Bugün de tablo farklı değil. Bizi bağımsız bırakmamak için her yolu denediler, deniyorlar. Yer altı kaynaklarımızdan petrolümüze kadar el uzattılar. Devletiyle milletini karşı karşıya getirerek gelişmemizi önlemeye çalıştılar.
BİRLİK VE DİRLİK
Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Birliğimize göz dikenleri, içimizdeki maşaları ve onlara alet olanları kahru perişan etsin. Bugün en çok ihtiyacımız olan şey; dedikodulara, maksatlı ifadelere kapılmadan devletimizin yanında saf tutmaktır. Çünkü düşmanın gözünde biz biriz: Ayrı parti, ayrı görüş yok. Hedef biziz, çocuklarımız, yarınlarımız.