Memleketin yarısı burçlarla, diğer yarısı kahve falıyla kendini avutuyor. Kimse aynaya bakmıyor ama herkes göğe bakarak kendine kılıf arıyor…
Burç yorumlarıyla sabaha, kahve fallarıyla akşama ayarlanmış bir “kaçış kültürü” yaşıyoruz.
Okuyorum bu burçları, istisnasız hepsi pamuk gibi insanlardan bahsediyor.
Koç burcu: Lider ruhlu, fedakâr, cesur.
Boğa burcu: Sadık, sağlamcı, eli açık.
İkizler: Zeki, entelektüel, esprili.
Yengeç: Merhametli, aileye düşkün, vefalı.
Aslan: Cömert, karizmatik, koruyucu.
Başak: Titiz, çalışkan, detaycı.
Terazi: Adil, zarif, barışçıl.
Akrep: Tutkulu, sezgisel, sadık.
Yay: Maceracı, dürüst, neşeli.
Oğlak: Disiplinli, güvenilir, azimli.
Kova: Özgür ruhlu, yenilikçi, insancıl.
Balık: Duygusal, sanatçı ruhlu, şefkatli.
Ee, bu kadar meleğin yaşadığı yerde bu kadar iblis nasıl ortaya çıkıyor? Bu kadar dolandırıcıyı, bu kadar dedikoducuyu, bu kadar ruh hastasını hangi galaksi doğurdu?
Kahve falı da boş durmuyor:
— “Kalbinde temiz biri var, sana çok değer veriyor.”
— “Bir yol görünüyor, hem de aydınlık.”
— “Çok nazar var, kıskananlar çok.”
Hiç kimse çıkıp da şunu demiyor:
“Bardağın dibinde sahtekarlığın, bencilliğin, yalanın izi var kardeşim. Sen önce bir karakterini temizle.”
Her falda umut, her burçta övgü var. Ama memlekette her gün yalan dolan, hırsızlık, şiddet, yolsuzluk var.
Peki o zaman…
Bu kadar pis insan uzayda mı doğdu?
Her burçta şöyle bir cümle var:
“Sen aslında çok iyisin ama seni kıskananlar var.”
Yahu kim bu kıskananlar?
Kim bu kötüler?
Her burç temizse, bu kadar pislik kimden doğdu?
Şimdi biri çıkıp “Ama doğum haritasına göre değişir” der.
Diğeri de falcısını savunur: “Ablam bana her şeyi bildi!”
Yok dostum yok!
Senin hayatın batmış, falda çıkan ‘kalp’ seni kurtaramaz.
Senin karakterin çürümüş, Venüs retrosu seni aklayamaz.
Burçlar ve fallar, insanı değil egosunu okşayan modern masallar.
Her burç iyi, her fal umut dolu.
Peki bu kadar kötülük kimin eseri?
Ben söyleyeyim:
Vicdanı rafa kaldırmış, ahlâkı geçici kampanyalara saklayan, karakteri yıldız haritasına yükleyen senin, benim, bizim eserimiz..
Bu yüzden burçlara değil, vicdanına göre insan seç.
Kahve falına değil, karakterine bak.
Ve evet…
İki–üç gün içinde 25 binin üzerinde izlenen bir haber videosu paylaşmıştım!
Yorumları saymıyorum bile…
Öyle söven var, öyle gömen var ki…
Bazıları yıldız haritasını değil, karakter haritasını okumuş gibi!
Kimse “Bu adam hangi burçtandı?” demedi…
Çünkü orada mesele hangi ayda doğduğunda değil, insanlıktan ne kadar uzaklaştığında gizliydi.
Öz kızını tekmeleyip, çocuğu merdivenden aşağı yuvarlayan o cani baba…
Hangi burçtandı acaba?
Yengeç burcu muydun sen? Aileye düşkün, merhametli, duygusal mıydın?
Boğa mısın yoksa? Sahiplenici ve koruyucu?
Hiç fark etmez!
Senin burcun değil, vicdanın eksik!
Doğduğun ay değil, ruhun karanlık!
Bir çocuğa el kaldıran, tekmeleyip ölüme gönderen, bir kadına küfreden ona dehşeti yaşatan, hayvana eziyet eden, yavru kediyle asansörde top oynayan, yaşlıya tokat atan hor gören herkes için tek burç vardır:
Cehennem burcu.
Astroloji her şeyi açıklar belki ama karakter yoksa, hiçbir yıldız seni aydınlatmaz.
Ve madem konu falcılardan açıldı…
Bir gün adamın biri falcıya gitmiş.
Falcı eline bakmış, burcunu sormuş, sonra başlamış anlatmaya:
— Senin yıldızın parlak, karakterin güçlü, kalbin tertemiz. Etrafındaki insanlar seni kıskanıyor ama sen yüce gönüllüsün…
Adam dinlemiş dinlemiş, dayanamamış sormuş:
— Yahu demiş, bu kadar iyiysem… O zaman bu kadar günahı ben hangi burçla işledim? neden herkes benden kaçıyor..
Falcı gülümseyerek cevaplamış:
— Onu bilemem, burcun çok güzel ama karakterin bozuk..
Sosyal çöküşle yüzleşmeyenler için nokta atışı..