Bazen güne başlarsınız, her şey sıradandır: Kahveniz ılıktır, telefonlar sessiz, şehir kendi halinde. Sonra bir haber düşer masanıza… Ne kahve tad verir, ne kalem yol bulur kâğıda.
Bugün o günlerden biri.
Bugün Kahramanmaraş siyaseti nezaketini, vakur duruşunu, edeple süslenmiş bir ağırlığını kaybetti.
Bugün Hüseyin Vahit Demiröz, Milliyetçi Hareket Partisi Kahramanmaraş İl Başkanlığı görevinden ayrıldığını duyurdu.
Kahramanmaraş kamuoyunun çok iyi tanıdığı bir isimdi Demiröz. Yüksek sesle konuşmaz, afişe olmazdı. Ama bir konuştu mu, “bu şehir için dertleniyor” dedirtirdi. MHP içinde sadece bir il başkanı değil, bir denge unsuru, bir akil duruştu. Cumhur İttifakı’na gönülden bağlı, sokaktaki ülküdaşa kadar herkesin hürmet gösterdiği bir isimdi. Bugün kendisinden çok, MHP eksildi.
“Lider, teşkilat, doktrin” derken samimiydi. Bu sadece bir slogandan ibaret değildi onun lügatinde.
Demiröz, bu şehre ait bir değerdi. Maraşlıydı, Maraş gibi bir adamdı. Dik duruşu vardı ama diklenmezdi. Kimseye eyvallahı olmayan ama herkese saygısı olan bir mizaca sahipti.
Ancak şimdi sorulması gereken asıl soru şu:
Sayın Demiröz hangi taşı yerinden oynattı da bu kadar ani bir tasarrufa maruz kaldı?
Kimin planını bozdu, hangi masada tuzluk olmayı reddetti?
Ve asıl önemlisi…
Eğer bu hamlenin arkasında bu şehrin seçilmiş milletvekillerinden biri varsa, o zaman mesele sadece bir görev değişikliği değil, bir vefasızlık vakasıdır.
Makamlar gelip geçer, ama arkanızdan edilen dua da beddua da baki kalır.
Siyasi ihtiraslar uğruna teşkilatın ağırbaşlı başkanını, temsilcisini harcamak, bir partiyi büyütmez, çürütür.
Eğer bir vekil, kendi konforu uğruna “rahatsız olduğu isimleri” kenara çekmekle meşgulse, o koltuğun vebali yarın ona da döner.
Çünkü Maraş halkı izler, unutur gibi yapar, ama günü geldiğinde unutmaz.
Siyaset kürsüsünde bağıran çok, ama konuştuğunda susulan adam az.
İşte Hüseyin Vahit Demiröz o nadir adamlardan biri. Cümleleriyle değil, duruşuyla konuşurdu. Bir yere, bir mekana girdiğinde sesini değil, varlığını hissederdiniz. Bugün ne yazık ki siyasette sesi çok çıkanlara yer var, ama sözü kıymetli olanlar hep sessizce itilir oldu.
Oysa bir milletin yönünü gürültü değil, hikmet belirler.
Bir dönüş yolu olmalı! Buradan bir çağrımız var.
Sayın Zuhal Karakoç Dora’ya…
MHP’nin Kahramanmaraş’taki yüzü olarak, sayın genel başkan ile olan güçlü iletişiminizi bu süreçte devreye koymanızı bekliyoruz.
Bu sadece bir görev değil, bir vefa meselesi.
Sahip çıkılmayan her değer, aslında toprağa gömülen bir irfandır.
Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye de naçizane hatırlatmak isteriz:
Kahramanmaraş, Hüseyin Vahit Demiröz’ü sadece bir il başkanı olarak değil, bir dava adamı olarak sevdi.
Ve bu sevgi, makamla gelmedi, görevle büyümedi.
Şimdi mesele görev değil, gönüllerdir.
Bir il başkanı kolay yetişmiyor. Hele böyle zarif, böyle samimi, böyle mert olanı…
Görevi bırakmış olabilir ama bu şehrin duası onunladır.
Lakin biz deriz ki:
O görev emanettir.
O emanetin yeri hâlâ onun omzudur.
Ne garip bir devirdir ki “efendiliği” zayıflık, “edepli duruşu” pasiflik sanıyor bazıları…
Oysa gerçek olan şudur: Asıl efendiler siyasette yer almalı.
Çünkü memleketi hoyratlar değil, duruşuyla terbiye edenler düzlüğe çıkarır.
Siyaset çığırtkanlarla değil, vakur suskunluklarla ayakta kalır.
Ve unutmayalım:
Yüksek ses değil, derin iz bırakır.
Bazı insanlar vardır, geldiklerinde ses getirmez, ama gittiklerinde sessizliği çınlar…
İşte Hüseyin Vahit Demiröz de onlardan biridir.
Ve biz bu sessizliği duymak istemiyoruz.
MHP Genel Merkezi, bu karardan dönmeli.
Zira bazen bir karar, sadece bir adamı değil, bir şehri kırar…Böyle güzel, efendi adamlara da omuz vermek boynumuzun borcu…
“Sözümüz, içinden siyaset çekilince geriye insan kalanlara…”