Kahramanmaraş…
Asrın felaketinin izlerini hâlâ taşıyan ama aynı zamanda ayağa kalkmak için her alanda mücadele veren bir şehir. Bir yanda su kaynakları kuruyan, altyapısı ağır yara alan bir merkez; diğer yanda hayvancılığın, üretimin sekteye uğradığı kırsal mahalleler. Peki bu tablo karşısında ne yapılmalı? İşte burada sahneye çıkan iki isim var: Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel ve Onikişubat Belediye Başkanı Hanifi Toptaş.
Ağustos ayı olağan meclis toplantısında kürsüye çıkan Fırat Görgel, açık yüreklilikle şunu söyledi:
“İçmesuyu meselesi bizim en öncelikli gündemimizdir. KASKİ ekipleri geceli gündüzlü çalışıyor, milletvekillerimiz destek oluyor. Ama bu süreçte bize köstek olan, bu konuları siyaset malzemesi yapanlara hakkımı helal etmiyorum.” Diyor haklı olarak... Bir not olarak işin başından bu yana bu ekibin göreve geldiği günden bu yana canla başla çalışan KASKİ ekibine haksızlık edildiği kanaatindeyim.. Bu konuda başkan Görgel’in Ağustos ayı meclis toplantısını geniş bir yazıda daha işleyip inşallah yazacağım..
Bakın, bu söz, sadece bir çıkış değil; aynı zamanda şehre duyulan sevdanın, yükün büyüklüğünün, mücadele azminin ifadesiydi. Ayvalı Barajı %1’in altına düşmüş, Pınarbaşı kurumuş, Karasu azalmış… Buna rağmen yeni projeler, ilave pompalar ve 15 gün içinde devreye alınacak İçmesuyu İletim Merkezi ile şehrin su sorununa nokta koyuluyor. Türkiye’nin en büyük altyapı şantiyesi Kahramanmaraş’ta ve bu büyük cesaretin altında Görgel’in imzası var. Siyaseten risk alıyor ama diyor ki: “Benim derdim oy değil, benim derdim Kahramanmaraş.” demesi alkışlanacak kadar büyük..
Öte yandan Onikişubat’ın Çevrepınar Mahallesi’nde bir temel atıldı. Bu defa konu su değil, hayvancılık. Depremde zarar gören 86 ahırın yeniden inşası için düğmeye basıldı.
TOKİ ve AFAD yapıyor, valilik koordinasyonunda yükseliyor..Bu şehirde üretimin yeniden başlaması için devletin bütün kurumları elini taşın altına koymuş durumda. Asıl mesele, kimin yaptığı değil; ahırların yükselip besicinin yeniden ayağa kalkmasıdır.
Temel atma töreninde Başkan Hanifi Toptaş kürsüdeydi ve şu cümleleri kurdu:
“Biz, yeniden inşa sürecini sadece binalardan ibaret görmedik. Tarımdan hayvancılığa kadar, yaşamın her alanını kapsayan bir kalkınma anlayışıyla hareket ediyoruz.”
Ne kadar doğru bir bakış açısı… Çünkü bir şehri ayağa kaldırmak demek sadece konut dikmek değildir. İnsanların üretime dönmesini, kırsalın yeniden canlanmasını sağlamak da en az binalar kadar önemlidir. Toptaş, bunu görmüş ve harekete geçmiş. Modern ve sağlıklı ahırlar, sadece besicilerin değil, şehrin ekonomisinin de yeniden ayağa kalkması demek.
Biri suyu akıtıyor, diğeri üretimi güçlendiriyor. İkisinin ortak noktası ise şu: “Şehrimiz için gecemizi gündüzümüze katıyoruz.” Görgel’in de, Toptaş’ın da sözlerinde aynı ruh var: Şehir sevgisi, millete hizmet aşkı, siyaseti bir kenara bırakıp gelecek nesillerin ihtiyaçlarını düşünmek.
Kahramanmaraş bugün sancılı bir dönemden geçiyor. Ama bu sancı, doğum sancısıdır. Altyapısıyla, tarımıyla, su projeleriyle yeniden doğacak bir şehrin sancısı. Görgel’in helal etmediği, engel olmaya çalışanlara rağmen; Toptaş’ın inancıyla ve kırsala sahip çıkmasıyla bu şehir yeniden ayağa kalkacak.
Bu şehri seviyorsak, kıymetini bileceğiz. Başkan Mehmet Akpınar’ın desteğine, Başkan Görgel’in içmesuyu mücadelesine, Başkan Toptaş’ın üretim seferberliğine omuz vereceğiz. Çünkü mesele siyaset değil, mesele kadim kentimiz Kahramanmaraş.
Ve tüm bu sancıların, gayretlerin ortasında bir başka güzellik: Basın camiasının emektar ismi Adem Gemci’nin kızı İremnur, Atakan ile dünyaevine girdi. Liva Düğün Salonu farkıyla gerçekleşen nikâhı Başkan Görgel kıyarken, protokol ve basın camiası da bu mutluluğa ortak oldu. Şehrin üstüne çöken yüklerin arasında yükselen sevinçler, alkışlar ve mutluluk gözyaşları bir kez daha gösterdi ki; hayat, acı ve sevinci yan yana yürütmeyi öğretir.
Bir yanda kuruyan pınarlar, hakkını helal etmeyen bir başkan, diğer yanda sert sözler… Bir yanda yeniden inşa edilen ahırlar, diğer yanda bir düğün salonunda paylaşılan mutluluk. Kahramanmaraş’ın hikâyesi işte bu: Hem ağlıyor, hem gülüyor; hem çabalıyor, hem umut ediyor.
Necip Fazıl’ın dediği gibi:
“Zorluklar, yiğitleri meydana çıkaran imtihanlardır.”
Kahramanmaraş, Görgel gibi, Toptaş gibi yiğit başkanlarla imtihanını veriyor; Gemci ailesinin düğününde olduğu gibi sevinci de elden bırakmıyor.
Ben inanıyorum ki, birkaç yıl sonra dönüp baktığımızda diyeceğiz ki:
“İyi ki bu dönemde bu şehirde Görgel gibi, Toptaş gibi başkanlarımız varmış.?