Bu şehirde susmak, bazen su kadar kıymetlidir. Ama bazıları susuzluğu değil, suskunluğu fırsat sanır. Şehir yanarken klavye serinliğinde ahkâm kesenler var. Sosyal medyada “takipçim var” diye kendini fikir mühendisi zannedenler var. Bir de gece üçte, betonun altına inip vanaya omuz veren kaynak yapanlar var. Aradaki farkı bilmeden konuşanlar, işte bu kente asıl haksızlığı yapanlardır. Evet, KASKİ’ye haksızlık yapılıyor..Hem de öyle böyle değil… Altyapıyı değil, algıyı kazmaya çalışan eller var. Başkan Fırat Görgel’in Pazar günü bile sahaya çıkması, bir basın toplantısı yaparak halkını bilgilendirmesi, bilgi kirliliğini önlemeye çalışması neyin göstergesi? Sadece görev bilinci mi? Hayır… Bu bir “şehir ahlakı” meselesi. Bu bir sorumluluk kültürü.. Ama işine gelmeyen bir grup var, menfaati kesildiği için bağırıyorlar. Algı kurmaya çalışıyor. Ses yükselterek gerçeği bastıracağını sanıyorlar. Bu kesimi biliyorum şimdi bana da kızacaklar, yağcılıkla yaftalayacaklar..olsun doğru bildiğim yolda yürüyorum ya, canları sağ olsun. Yetmedi mi? 400 binin üzerinde arıza giderilmiş. 160’tan fazla noktada eş zamanlı kazı çalışması yapılıyor. Yeni 3 sondaj kuyusu devreye alındı. Ayvalı Arıtma Tesisi’nde kapasite artırılıyor. Kılavuzlu’dan 20 gün içinde şehre içme suyu getirilecek. 20 milyar TL’yi aşan altyapı yatırımı yapıldı. Türkiye’nin en büyük altyapı şantiyesi Kahramanmaraş oldu. Daha ne yapsın bu ekip? Elbette eksik olur. Olacak da. Altyapı işi gökten yağmur gibi çözümle inmez; kazmayla, sabırla, alın teriyle olur. Bir yeri yaparsın, diğerinde patlak verir. Ama niyet var mı? Var. Çaba var mı? Var. O hâlde geri kalanı sadece zamana kalmış demektir. Dostlar… Bu şehirde hâlâ “suyu yöneten değil, suyu yönetene laf söyleyen” çok. Ama bu millet, kim gayret ediyor, kim tweet atıp yerinde sayıyor; çok iyi biliyor. Bu millet, geceyi gündüze katanla, yalanı gündeme taşıyanı birbirinden ayıracak ferasete sahiptir. Bir de son günlerde ortaya atılan bir başka mesnetsiz iddia var: “Suyumuzu Antep’e, Hatay’a mı verdiniz?” Bakın açıkça söyleyelim: Bu konu Fırat Başkan’ın, önceki başkanların ya da KASKİ’nin bireysel kararıyla yürüyen bir mesele değildir. Bu bir devlet meselesidir. Yetkili kurum Devlet Su İşleri’dir. Ve DSİ’nin bölge müdürlüğü, hangi illerden sorumluysa, su planlamasını ona göre yapar. Bu şehirde su azalırsa, onu telafi etmek de yine DSİ’nin görevidir. Fitne ile değil, bilgiyle konuşmak gerek. Yanıltmakla değil, aydınlatmakla şehre hizmet edilir. O yüzden bu tür söylentilere kulak vermek yerine; çözüm için emek verenleri anlamak gerekir. Bir şehir düşünün… Kuraklığın ortasında ayakta kalmaya çalışıyor. Bir ekip düşünün… Yerin metrelerce altına inerek şehre can suyu taşıyor. Bir de klavye başında krizden beslenip her başarıyı lekelemeye çalışanlar var. Kusura bakmayın ama… Yemezler. Bu şehir, başkanına da sahip çıkar… KASKİ’de gece nöbet tutan mühendise de… Terleyen işçiye de… Sabah ezanıyla uyanıp halkına hizmet eden tüm emekçilere de… Ve unutmayın… O sadece bir başkan değil, aynı zamanda bir avukat. Günü gelir, kime ne zaman hukuk dersi vereceğini de çok iyi bilir. Bilgi kirliliğiyle algı kuranlar düşünsün. Çünkü bu şehir artık kimin neyi temsil ettiğini, kimin neye hizmet ettiğini çok iyi biliyor. Ve şimdi… Gelin topyekûn bu ekibe sahip çıkalım. Susuzluktan bir an önce kurtulmak için… Siyasetiyle, muhalefetiyle… İş dünyasıyla, sanayicisiyle… Sivil toplum kuruluşlarıyla… Muhtarıyla, öğretmeniyle, hocasıyla, imamıyla… Omuz omuza, su gibi tertemiz bir gelecek için. ⸻ Sezar’ın hakkını Sezar’a değil, Fırat Başkana verelim. Çünkü o hizmet yoluna bakıyor. Çünkü bu sadece bir altyapı meselesi değil, bir vefa meselesidir. Doğru yolda yürüyenlere selam olsun..