Burası bir zamanlar bizimdi. Sandıkta kaybettik ama unutmayın, gönülde hâlâ biziz. Şehir yorgun… Depremin izleri hâlâ sokaklarda, meydanlarda, en çok da insanların gözlerinde. Bu yüzden bazı ilçeler daha fazla ilgi ister, daha fazla şefkat, daha fazla samimiyet… Geçtiğimiz haftalar Dulkadiroğlu’nda düzenlenen AK Fest işte bu samimiyetin, bu şefkatin ve bu şehre yeniden sarılmanın en güzel örneği oldu. Kim organize etti derseniz, cevap net: Genç bir avukat, bir dava sevdalısı, bir gönül adamı – Yunus Emre Güneş. O sadece bir Gençlik Kolları Başkanı değil, bu şehrin yeniden ayağa kalkacağına inanan gençliğin cesaretidir. Göz ardı edilen bir günde, göz kamaştıran bir ruhla..Program, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın ziyaretiyle çakıştı. Reis Erdoğan geliyor dediler, haliyle gözler oraya çevrildi. Basın orada, protokol orada, danışmanlar zaten Ankara’da. Ama Dulkadiroğlu’nda başka bir “reis” sahnedeydi: Gençliğin reisi Yunus Emre Güneş. O öyle bir program yaptı ki; kimse eksikliği konuşmadı, herkes heyecanı konuştu. Programda vekil yoktu, ama vefa vardı. Bakan yoktu, ama bereket vardı. O gün, gözleri parlayan yüzlerce genç vardı. O yüzlere bakınca inandım: Biz bu şehri yeniden ayağa kaldıracağız. Gençliğe sadece oy için değil, gönül için bakanlar da var.. Yunus Emre Başkan diyor ya: “Bu çalışmaları sadece oy için değil, gönül kazanmak için yapıyoruz.” İşte tam da bu yüzden bir farkı var. O, meydanı sadece seçimden seçime görenlerden değil. Onun ajandasında seçim tarihi yok, gönül takvimi var. “Birkaçı aradı, danışmanlarıyla görüştüm” demesi de boşuna değil. Evet, teşkilat desteği tamdı; İl Başkanı Burak Gül’den tut, Dulkadiroğlu İlçe başkanı Ali Çam, Kadın kolları başkanı Hatice Kenger ve kentin cevval İl Gençlik Kolları başkanı Furkan Ünaldı dahil herkes oradaydı. Ama eksikler de vardı. Bu bir serzeniş değil, bu bir hatırlatmadır: Kaybedilen yerler, daha çok kazanılmayı hak eder. Dulkadiroğlu için yeniden ve farklı başlangıçlar gerek.. “İlçemizde bir ilki gerçekleştirdik” diyor Başkan Güneş. Evet, ilk kez bu kadar genç, bu kadar umutlu, bu kadar enerjik bir festivalde bir araya geldi. Kimi okçulukla buluştu, kimi satrançla, kimi motor şovuyla. Ama aslında hepsi bir hayalle buluştu: Bu şehri, yeniden gençlerle birlikte inşa etme hayali. Ve bu yazı buraya not düşülsün: Sümer Mahallesi’nde yapılacak bir sonraki etkinlik, sadece bir gençlik programı değil, bir gönül seferberliği olacağı kesin.. Gençlik varsa umut hep yanımızda. Bu şehir yıkıldıysa da, bu gençlik yeniden inşa eder. Çünkü onlar biliyor: Bu memleket, rantla değil, samimiyetle ayağa kalkar. O yüzden ey büyükler! Vekiller! Başkanlar! Danışmanlar! Bir gününüzü de kaybedilen ama yeniden kazanmaya en layık olan bu ilçeye ayırın. Çünkü buraya her zamankinden fazla umut gerek.. Ve ey Yunus Emre Güneş… Bu gençliğin sesi oldun, bu şehrin yarınlarına cesaret verdin. Unutma; gerçek liderlik, sadece kürsüde değil, halı saha kenarında gençle yan yana olmaktır. Gayret bizden takdir Allah'tan., Yine bir gülümseme ile yazıyı noktalayalım.. Bir gün bir köyde düğün olur. Davul çalınır, zurna öter, gençler halay başı olmuş coşkuyla oynar. Köyün ileri gelenlerinden Temel dayı sorar: — Ula bu kadar gürültü nedur, kim geldi köye? Yanındaki delikanlı cevap verir: — Hiç kimse gelmedi Temel dayı… Ama muhtarın oğlu var gücüyle uğraşmış, düğünü kendi yapmış! Temel kaşlarını kaldırır: — Ha, o zaman bu geleni değil, uğraşanı tebrik etmek lazımdur!