Hacı Ali GÜNEÇIKAN
Köşe Yazarı
Hacı Ali GÜNEÇIKAN
 

Bir İsim, Bir İz, Bir İrade: Mehmet Balduk’un Ardından

Bazı insanlar vardır, ömürleri takvimle ölçülmez; yaptıklarıyla, söyledikleriyle ve geride bıraktıklarıyla sonsuzluğa uzanır. Mehmet Balduk da o isimlerden biriydi. 1956’da Kahramanmaraş’ta doğmuştu ama bu şehir onu yalnızca bir evlat olarak değil, bir öncü, bir dava adamı olarak bağrına bastı. O, sadece tekstil tezgâhlarında değil, yüreklerde de iz bırakan bir ustaydı. O, kalkınmayı sadece ekonomiyle sınırlamayan; sanayiyi insanla, üretimi adaletle, kazancı da eğitimle yoğurmayı bilen bir üst akıldı. Kahramanmaraş’ın yalnızca bir tarım memleketi olmadığını, alın teriyle sanayi şehri olabileceğini ilk haykıranlardan biriydi. 5084 sayılı Teşvik Yasası listesinde Maraş yoktu; o ise vardı. Sağlığını hiçe sayıp, şehri için mücadele etti. Sonuç? Bugün 786 milyon dolarlık ihracat, on bir okul, binlerce kişilik istihdam ve dünya sahnesine çıkan bir Anadolu vizyonu… Mehmet Balduk sadece bir iş insanı değil, bir değerler haritasıydı. Dürüstlüğüyle, mütevazılığıyla, yol göstericiliğiyle iş dünyasında olduğu kadar gönül dünyasında da bir okul oldu. Vefatının üzerinden üç yıl geçti ama yokluğu hâlâ taze, hatırası hâlâ canlı. Çünkü bazı isimler sessizce gider ama arkalarında gürül gürül akan bir nehir bırakırlar. Mehmet Balduk da öyleydi. Bir ağacın gölgesiyle değil, meyvesiyle anılır olması gibi, Mehmet Balduk da yalnızca kendi başarılarıyla değil, yetiştirdiği evlatlarıyla da konuşulmayı hak ediyor. Bugün Nazar Tekstil’in başında duran Emre Balduk, sadece bir aile şirketinin değil, babasının titizlikle ördüğü vizyonun da bekçiliğini yapıyor. Harvard’dan Koç’a, Unicredit’ten PwC’ye uzanan kariyer yolculuğu; onun donanımını değil, azmini ve inancını gösteriyor. Yönettiği şirketlerdeki dijitalleşme adımları, enerji sektöründeki aktif rolleri, geleceği okuyabilen bir liderin ayak izlerini taşıyor. Emre Balduk, babasının kurduğu sistemin yalnızca mirasçısı değil; onu büyüten, ileriye taşıyan bir yürüyüşçüsü. Öte yandan Nazlı Ceylan Balduk Kurtul… Yalnızca kadın girişimciliğinin değil, toplumsal sorumluluğun da sesi olmuş bir lider. “Kadınlar iş dünyasında sadece yer almakla kalmamalı, yön vermelidir” diyen vizyoner bir duruşun sahibi. TOBB’dan TİKAD’a, konfeksiyon sektöründen eğitim projelerine kadar pek çok alanda yürüttüğü görevler, onun da babasının izinde bir bayrak taşıyıcısı olduğunu açıkça gösteriyor. Özellikle kız çocuklarının eğitimi konusunda gösterdiği hassasiyet, Mehmet Balduk’un “üretim kadar eğitim” düsturunun bugün hâlâ yaşadığını kanıtlıyor. Bu ailede “başarı” sadece rakamla değil, anlamla ölçülüyor. Kız kardeşleri Deniz Hanım da dahil olmak üzere tüm aile fertleri, Mehmet Balduk’un işaret ettiği “birlikte başarma” kültürünü yaşatıyor. Kurumsal yapının her taşında onun eli, onun fikri, onun terbiyesi var. Nazar Tekstil’in adının her geçen gün daha çok duyulması, işte bu mirasın doğru taşındığının en büyük göstergesi. O dönemlerde, bir NTV muhabiri olarak onunla aynı haberlerde yer almak, aynı cümlelere imza atmak benim için yalnızca bir gazetecilik deneyimi değil, aynı zamanda bir okuldu. Röportajlarımızda, kulis sohbetlerinde, saha ziyaretlerinde gördüm ki Mehmet Balduk sadece bir iş insanı değil; sözünü tartarak söyleyen, düşündüğünü cesaretle dillendiren, adaletin terazisini her meseleye taşıyan bir ombudsmandı. Onunla bir karede yer almak bile insanın ciddiyetini toparlamasına yetiyordu. Zaman zaman susarak bile çok şey anlatırdı. Bugün geriye dönüp baktığımda, mesleki hafızamda bıraktığı iz kadar, insan olarak içimde bıraktığı iz de dipdiri duruyor. Kahramanmaraş Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, iş insanı Sermet Çuhadar da onu yıllarca yakından tanıyan bir dostu olarak şöyle tarif ediyor: “Sadece sevenleri için değil, Maraş için büyük kayıp oldu… Önceliği daima memleketi, sonra ülkesiydi.” Bu cümle bile tek başına Mehmet Balduk’un durduğu yeri, baktığı yeri anlatmaya yeter. TSO Başkanlığı döneminde bu duruşunu sadece sözle değil, somut adımlarla gösterdi. En kıymetli yönü ise, şehrin menfaatleri söz konusu olduğunda farklı kesimleri aynı masada buluşturma becerisiydi. Siyasetçiyle sanayiciyi, akademisyenle esnafı ortak akılda birleştiren bu yönü, bugün eksikliği en çok hissedilen miraslardan biri. Çuhadar’ın da dediği gibi; tam da bu şehrin ona en çok ihtiyaç duyduğu bir anda, ansızın aramızdan ayrıldı. Evet o güzel kalp, artık yükü taşıyamadı… 27 Temmuz 2022’de sessizce durdu ve bu şehir, babasını kaybetmiş bir çocuk gibi, ansızın yetim kaldı. Mehmet Balduk’un vefatı sadece bir iş insanının kaybı değildi; bir dönemin, bir bakış açısının, bir adalet dilinin eksilmesiydi. O günden sonra bu şehir biraz daha sessiz, biraz daha düşünceli kaldı. Çünkü onun yokluğu, yalnızca fiziken değil; fikirde, duruşta, sözü tartmada da bir boşluk olarak kaldı aramızda. Mehmet Balduk bir konuşmasında şöyle demişti: “Bir şehir; üreten, düşünen ve inanan insanlarla büyür.” Bugün Kahramanmaraş, o inançla büyüyor. Çünkü o, sadece bir iş adamı değil; bir inanç mühendisi, bir gönül mimarıydı. Mehmet Balduk’un ardından değil, izinden yürüyen evlatları var. Ve o iz, yalnızca toprağa değil, tarihe de düşülmüş bir izdir. Geride kalan değil, önümüzü aydınlatan bir iz bıraktı… Ruhu şad, mekânı makamı cennet olsun..
Ekleme Tarihi: 17 July 2025 - Thursday
Hacı Ali GÜNEÇIKAN

Bir İsim, Bir İz, Bir İrade: Mehmet Balduk’un Ardından

Bazı insanlar vardır, ömürleri takvimle ölçülmez; yaptıklarıyla, söyledikleriyle ve geride bıraktıklarıyla sonsuzluğa uzanır. Mehmet Balduk da o isimlerden biriydi. 1956’da Kahramanmaraş’ta doğmuştu ama bu şehir onu yalnızca bir evlat olarak değil, bir öncü, bir dava adamı olarak bağrına bastı. O, sadece tekstil tezgâhlarında değil, yüreklerde de iz bırakan bir ustaydı.

O, kalkınmayı sadece ekonomiyle sınırlamayan; sanayiyi insanla, üretimi adaletle, kazancı da eğitimle yoğurmayı bilen bir üst akıldı. Kahramanmaraş’ın yalnızca bir tarım memleketi olmadığını, alın teriyle sanayi şehri olabileceğini ilk haykıranlardan biriydi. 5084 sayılı Teşvik Yasası listesinde Maraş yoktu; o ise vardı. Sağlığını hiçe sayıp, şehri için mücadele etti. Sonuç? Bugün 786 milyon dolarlık ihracat, on bir okul, binlerce kişilik istihdam ve dünya sahnesine çıkan bir Anadolu vizyonu…

Mehmet Balduk sadece bir iş insanı değil, bir değerler haritasıydı. Dürüstlüğüyle, mütevazılığıyla, yol göstericiliğiyle iş dünyasında olduğu kadar gönül dünyasında da bir okul oldu. Vefatının üzerinden üç yıl geçti ama yokluğu hâlâ taze, hatırası hâlâ canlı. Çünkü bazı isimler sessizce gider ama arkalarında gürül gürül akan bir nehir bırakırlar. Mehmet Balduk da öyleydi.

Bir ağacın gölgesiyle değil, meyvesiyle anılır olması gibi, Mehmet Balduk da yalnızca kendi başarılarıyla değil, yetiştirdiği evlatlarıyla da konuşulmayı hak ediyor. Bugün Nazar Tekstil’in başında duran Emre Balduk, sadece bir aile şirketinin değil, babasının titizlikle ördüğü vizyonun da bekçiliğini yapıyor. Harvard’dan Koç’a, Unicredit’ten PwC’ye uzanan kariyer yolculuğu; onun donanımını değil, azmini ve inancını gösteriyor. Yönettiği şirketlerdeki dijitalleşme adımları, enerji sektöründeki aktif rolleri, geleceği okuyabilen bir liderin ayak izlerini taşıyor. Emre Balduk, babasının kurduğu sistemin yalnızca mirasçısı değil; onu büyüten, ileriye taşıyan bir yürüyüşçüsü.

Öte yandan Nazlı Ceylan Balduk Kurtul… Yalnızca kadın girişimciliğinin değil, toplumsal sorumluluğun da sesi olmuş bir lider. “Kadınlar iş dünyasında sadece yer almakla kalmamalı, yön vermelidir” diyen vizyoner bir duruşun sahibi. TOBB’dan TİKAD’a, konfeksiyon sektöründen eğitim projelerine kadar pek çok alanda yürüttüğü görevler, onun da babasının izinde bir bayrak taşıyıcısı olduğunu açıkça gösteriyor. Özellikle kız çocuklarının eğitimi konusunda gösterdiği hassasiyet, Mehmet Balduk’un “üretim kadar eğitim” düsturunun bugün hâlâ yaşadığını kanıtlıyor.

Bu ailede “başarı” sadece rakamla değil, anlamla ölçülüyor. Kız kardeşleri Deniz Hanım da dahil olmak üzere tüm aile fertleri, Mehmet Balduk’un işaret ettiği “birlikte başarma” kültürünü yaşatıyor. Kurumsal yapının her taşında onun eli, onun fikri, onun terbiyesi var. Nazar Tekstil’in adının her geçen gün daha çok duyulması, işte bu mirasın doğru taşındığının en büyük göstergesi.

O dönemlerde, bir NTV muhabiri olarak onunla aynı haberlerde yer almak, aynı cümlelere imza atmak benim için yalnızca bir gazetecilik deneyimi değil, aynı zamanda bir okuldu. Röportajlarımızda, kulis sohbetlerinde, saha ziyaretlerinde gördüm ki Mehmet Balduk sadece bir iş insanı değil; sözünü tartarak söyleyen, düşündüğünü cesaretle dillendiren, adaletin terazisini her meseleye taşıyan bir ombudsmandı. Onunla bir karede yer almak bile insanın ciddiyetini toparlamasına yetiyordu. Zaman zaman susarak bile çok şey anlatırdı. Bugün geriye dönüp baktığımda, mesleki hafızamda bıraktığı iz kadar, insan olarak içimde bıraktığı iz de dipdiri duruyor.

Kahramanmaraş Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, iş insanı Sermet Çuhadar da onu yıllarca yakından tanıyan bir dostu olarak şöyle tarif ediyor: “Sadece sevenleri için değil, Maraş için büyük kayıp oldu… Önceliği daima memleketi, sonra ülkesiydi.” Bu cümle bile tek başına Mehmet Balduk’un durduğu yeri, baktığı yeri anlatmaya yeter. TSO Başkanlığı döneminde bu duruşunu sadece sözle değil, somut adımlarla gösterdi. En kıymetli yönü ise, şehrin menfaatleri söz konusu olduğunda farklı kesimleri aynı masada buluşturma becerisiydi. Siyasetçiyle sanayiciyi, akademisyenle esnafı ortak akılda birleştiren bu yönü, bugün eksikliği en çok hissedilen miraslardan biri. Çuhadar’ın da dediği gibi; tam da bu şehrin ona en çok ihtiyaç duyduğu bir anda, ansızın aramızdan ayrıldı.

Evet o güzel kalp, artık yükü taşıyamadı…

27 Temmuz 2022’de sessizce durdu ve bu şehir, babasını kaybetmiş bir çocuk gibi, ansızın yetim kaldı. Mehmet Balduk’un vefatı sadece bir iş insanının kaybı değildi; bir dönemin, bir bakış açısının, bir adalet dilinin eksilmesiydi. O günden sonra bu şehir biraz daha sessiz, biraz daha düşünceli kaldı. Çünkü onun yokluğu, yalnızca fiziken değil; fikirde, duruşta, sözü tartmada da bir boşluk olarak kaldı aramızda.

Mehmet Balduk bir konuşmasında şöyle demişti: “Bir şehir; üreten, düşünen ve inanan insanlarla büyür.” Bugün Kahramanmaraş, o inançla büyüyor. Çünkü o, sadece bir iş adamı değil; bir inanç mühendisi, bir gönül mimarıydı.

Mehmet Balduk’un ardından değil, izinden yürüyen evlatları var. Ve o iz, yalnızca toprağa değil, tarihe de düşülmüş bir izdir. Geride kalan değil, önümüzü aydınlatan bir iz bıraktı…

Ruhu şad, mekânı makamı cennet olsun..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.