Hacı Ali GÜNEÇIKAN
Köşe Yazarı
Hacı Ali GÜNEÇIKAN
 

Toptaş Eseri: Ahır Dağı’nın Kalbine Nakşedilen Al Bayrak

Bazen şehirlerin hafızasına kazınan bir eser, sadece taşla, toprakla değil; yüreklerle, alın teriyle ve dualarla yazılır. İşte Ahır Dağı’na işlenen dünyanın en büyük Türk Bayrağı tam da böyle bir eser. Sadece bir proje değil, bir milletin bağımsızlık aşkının, kahramanlık ruhunun ve vefasının yeniden dirilişi.  Onikişubat Belediye Başkanı Hanifi Toptaş, şehrin simgesine kalıcı bir mühür vurdu. Öyle bir mühür ki, gören herkes sadece büyüklüğüne değil, taşıdığı manaya da hayran kalıyor. Çünkü Ahır Dağı’nın zirvesine nakşedilen o bayrak, bu şehrin Kurtuluş destanından bugüne uzanan “bayrak sevgisinin” en görkemli nişanesi.. Bu büyük eser, sadece belediyenin imzası değil; şehit ailelerinin ve gazilerin elleriyle taçlandırıldı. Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği üyelerinin, kırmızı boyaya bulanan elleriyle Ahır Dağı’na sürdüğü son dokunuş aslında tarihin kendisine vurulan bir mühür oldu. Orada, o zirvede atılan her fırça darbesi; bir şehidin kanı, bir gazinin fedakârlığı, bir annenin duası gibiydi. Başkan Toptaş’ın sözleri de en az bayrak kadar anlamlı. “Bayrak Olayı”nı hatırlattı. Kahramanmaraş’ın hafızasında yüzyıllardır yaşayan o hadise, bugün yeniden ete kemiğe büründü. Fransızların bayrağını indiren ecdadın torunları, bu defa Ahır Dağı’na koca bir Türk Bayrağı işledi. O yüzden bu eser sadece bir “görsel şölen” değil, bir hafıza yenilenmesi oldu. 30 Ağustos Zafer Bayramı’na yetiştirilen bu dev eser, aslında bir mesaj: “Bizim bağımsızlığımızın temeli bayraktır, ordumuzdur, imanımızdır.” Ahır Dağı’nda dalgalanan bu bayrak, 30 Ağustos’un gökyüzündeki yankısı oldu. Hele ki “Savaşan Şahinler”in selamlama uçuşuyla gökler kırmızı-beyaza boyandığında, hem yerde hem gökte tek bir nefes olduk. Hanifi Toptaş’ın şu cümlesi, bu projeyi en iyi anlatan söz;  “Bu bayrak, sadece belediyenin değil; tüm Kahramanmaraşlıların ortak eseridir.” Gerçekten de öyle… Bu eser; işçisiyle, memuruyla, esnafıyla, genciyle, yaşlısıyla, şehit yakınıyla, gazisiyle hepimizin ortak gururu. Bu yüzden Ahır Dağı’na bakıldığında sadece dev bir bayrak değil; bir milletin birlik ruhu görülür.. Bugün Kahramanmaraş’ta çocukların gözlerinde parlayan umut, gençlerin yüreğinde kabaran gurur, yaşlıların gözünden süzülen sevinç gözyaşı hep aynı şeye bakıyor: Al Bayrağımıza… Ahır Dağı’nın kalbine işlenen al bayrağı gökyüzünde selamlayan Savaşan Şahinler, aslında bize bir hakikati bir kez daha hatırlattı: Bayrağımız yalnızca bir sembol değil, milletimizin ruhu, istiklali ve istikbalidir. Yerde dalgalanan o koca bayrak ile gökte süzülen F-16’ların buluşması, tarihten bugüne gelen bağımsızlık sevdasının görsel bir destanı oldu. Bugün Kahramanmaraş, sadece bir bayrakla değil, bir ruhla yeniden ayağa kalktı. Bu şehrin kurtuluş mücadelesindeki kahramanlığı, 30 Ağustos’un anlamıyla birleşerek bir kez daha dünyaya ilan edildi. Ve en önemlisi, bu büyük eserin altında tek yürek olan bir milletin varlığı, geleceğe bırakılacak en kıymetli miras oldu. Dünyanın en saçma binası olan özel idare binasını belki unutturmaz ama Ahır Dağı’nın kalbine işlenen o görkemli bayrak, şehrin hafızasında çok daha güçlü bir hatırayı diri tutacaktır.  Artık arama motorlarına “Dünyanın en büyük Türk Bayrağı” yazıldığında karşılarına Kahramanmaraş çıkacak. Ahır Dağı’nın kalbine işlenen 40 bin metrekarelik dev bayrağın hemen yanına, altı bin metrekarelik istiklal madalyamız da nakşedilecek. Belki latife olacak ama; bu şehre yapılmış en saçma binayı bile unutturacak kudrette bir eser, böylesine görkemli bir çalışmayla milletin gururuna dönüştü. Mimarıda mühendisi de Hanifi Toptaş ve ekibi oldu. Emeği geçen herkese teşekkürler. Ve özellikle bu vizyonu şehre armağan eden Başkan Hanifi Toptaş’a bir teşekkür değil, bir dua düşer: Allah yolunu açık etsin. Çünkü Ahır Dağı’nın kalbine işlenen bu bayrak, nesiller boyu sadece gökyüzünde değil, yüreklerimizde de dalgalanacak. Ve tabi ki, Muhammed Kılıçsallayan Müdürüm ile Ümit Barış Bayhan müdürümü de unutmadık.. “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır; Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” (Mithat Cemal Kuntay) 40 bin + 6 bin 46 bin amaç Kahramanmaraş plakası olsun..
Ekleme Tarihi: 01 Eylül 2025 -Pazartesi
Hacı Ali GÜNEÇIKAN

Toptaş Eseri: Ahır Dağı’nın Kalbine Nakşedilen Al Bayrak

Bazen şehirlerin hafızasına kazınan bir eser, sadece taşla, toprakla değil; yüreklerle, alın teriyle ve dualarla yazılır. İşte Ahır Dağı’na işlenen dünyanın en büyük Türk Bayrağı tam da böyle bir eser. Sadece bir proje değil, bir milletin bağımsızlık aşkının, kahramanlık ruhunun ve vefasının yeniden dirilişi. 

Onikişubat Belediye Başkanı Hanifi Toptaş, şehrin simgesine kalıcı bir mühür vurdu. Öyle bir mühür ki, gören herkes sadece büyüklüğüne değil, taşıdığı manaya da hayran kalıyor. Çünkü Ahır Dağı’nın zirvesine nakşedilen o bayrak, bu şehrin Kurtuluş destanından bugüne uzanan “bayrak sevgisinin” en görkemli nişanesi..

Bu büyük eser, sadece belediyenin imzası değil; şehit ailelerinin ve gazilerin elleriyle taçlandırıldı. Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği üyelerinin, kırmızı boyaya bulanan elleriyle Ahır Dağı’na sürdüğü son dokunuş aslında tarihin kendisine vurulan bir mühür oldu. Orada, o zirvede atılan her fırça darbesi; bir şehidin kanı, bir gazinin fedakârlığı, bir annenin duası gibiydi.

Başkan Toptaş’ın sözleri de en az bayrak kadar anlamlı. “Bayrak Olayı”nı hatırlattı. Kahramanmaraş’ın hafızasında yüzyıllardır yaşayan o hadise, bugün yeniden ete kemiğe büründü. Fransızların bayrağını indiren ecdadın torunları, bu defa Ahır Dağı’na koca bir Türk Bayrağı işledi. O yüzden bu eser sadece bir “görsel şölen” değil, bir hafıza yenilenmesi oldu.

30 Ağustos Zafer Bayramı’na yetiştirilen bu dev eser, aslında bir mesaj:
“Bizim bağımsızlığımızın temeli bayraktır, ordumuzdur, imanımızdır.”

Ahır Dağı’nda dalgalanan bu bayrak, 30 Ağustos’un gökyüzündeki yankısı oldu. Hele ki “Savaşan Şahinler”in selamlama uçuşuyla gökler kırmızı-beyaza boyandığında, hem yerde hem gökte tek bir nefes olduk.

Hanifi Toptaş’ın şu cümlesi, bu projeyi en iyi anlatan söz; 
“Bu bayrak, sadece belediyenin değil; tüm Kahramanmaraşlıların ortak eseridir.”

Gerçekten de öyle… Bu eser; işçisiyle, memuruyla, esnafıyla, genciyle, yaşlısıyla, şehit yakınıyla, gazisiyle hepimizin ortak gururu. Bu yüzden Ahır Dağı’na bakıldığında sadece dev bir bayrak değil; bir milletin birlik ruhu görülür..

Bugün Kahramanmaraş’ta çocukların gözlerinde parlayan umut, gençlerin yüreğinde kabaran gurur, yaşlıların gözünden süzülen sevinç gözyaşı hep aynı şeye bakıyor: Al Bayrağımıza…

Ahır Dağı’nın kalbine işlenen al bayrağı gökyüzünde selamlayan Savaşan Şahinler, aslında bize bir hakikati bir kez daha hatırlattı: Bayrağımız yalnızca bir sembol değil, milletimizin ruhu, istiklali ve istikbalidir. Yerde dalgalanan o koca bayrak ile gökte süzülen F-16’ların buluşması, tarihten bugüne gelen bağımsızlık sevdasının görsel bir destanı oldu.

Bugün Kahramanmaraş, sadece bir bayrakla değil, bir ruhla yeniden ayağa kalktı. Bu şehrin kurtuluş mücadelesindeki kahramanlığı, 30 Ağustos’un anlamıyla birleşerek bir kez daha dünyaya ilan edildi. Ve en önemlisi, bu büyük eserin altında tek yürek olan bir milletin varlığı, geleceğe bırakılacak en kıymetli miras oldu.

Dünyanın en saçma binası olan özel idare binasını belki unutturmaz ama Ahır Dağı’nın kalbine işlenen o görkemli bayrak, şehrin hafızasında çok daha güçlü bir hatırayı diri tutacaktır. 

Artık arama motorlarına “Dünyanın en büyük Türk Bayrağı” yazıldığında karşılarına Kahramanmaraş çıkacak. Ahır Dağı’nın kalbine işlenen 40 bin metrekarelik dev bayrağın hemen yanına, altı bin metrekarelik istiklal madalyamız da nakşedilecek. Belki latife olacak ama; bu şehre yapılmış en saçma binayı bile unutturacak kudrette bir eser, böylesine görkemli bir çalışmayla milletin gururuna dönüştü. Mimarıda mühendisi de Hanifi Toptaş ve ekibi oldu.

Emeği geçen herkese teşekkürler. Ve özellikle bu vizyonu şehre armağan eden Başkan Hanifi Toptaş’a bir teşekkür değil, bir dua düşer: Allah yolunu açık etsin. Çünkü Ahır Dağı’nın kalbine işlenen bu bayrak, nesiller boyu sadece gökyüzünde değil, yüreklerimizde de dalgalanacak. Ve tabi ki, Muhammed Kılıçsallayan Müdürüm ile Ümit Barış Bayhan müdürümü de unutmadık..

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır;
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

(Mithat Cemal Kuntay)

40 bin + 6 bin 46 bin amaç Kahramanmaraş plakası olsun..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.