Hacı Ali GÜNEÇIKAN
Köşe Yazarı
Hacı Ali GÜNEÇIKAN
 

Direksiyon Boşta, Vicdan Yokuş Aşağı

Bu şehirde sabah servisine binemeyen her çocuk, devletin vicdanında kırmızı alarmdır.   Manşet Gazetesi’nden meslektaşımız Mahmut Beyaz hem köşe yazısında hemde haberinde detayları tek tek anlattı. Belgeler, tanıklar, ifadeler… Her satırı “araştırın” diyen türden. Lakin aradan günler geçti, yetkililerden en küçük bir açıklama dahi gelmedi. Ne müdür konuştu, ne kurumlar.    Sonra ne oldu, Onikişubat İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde servisçi esnafının yaptığı açıklamalar, belgeler ve iddialar; “taşımalı eğitim ihalesi”nin artık kulis dedikodusunu aşan, kamu düzenini ilgilendiren bir dosyaya dönüştüğünü söylüyor. “Doğrudan temin”, “aynı IP’den teklif”, “yaklaşık maliyetin satılması”, “KİK kararına rağmen dışlama”, “38 milyon liralık kamu zararı”… Ağır cümleler bunlar. Daha ağır olan ise, bütün bu iddiaların karşısına çıkan derin bir sessizlik.   Taşımalı eğitim nedir, neden bu kadar hassas? Köyünde okulu olmayan ya da özel gereksinimi olan çocuklarımızı her sabah okula taşıyıp akşam evine ulaştıran sosyal devlet mekanizmasıdır. Yani ihalenin konusu yalnızca “hat” ya da “kilometre” değildir; konusu çocuktur. Bu yüzden bu dosyada en küçük şaibe, bir muhasebe rakamı değil, bir güven problemidir.   Yazılan ve yapılan açıklamalarda öne çıkan başlıklar (iddia); İhalenin zamanında ve şeffaf yapılmadığı, haftalık doğrudan teminlerle geçiştirildiği.   Aynı IP adresinden birden fazla firmanın teklif verdiği; cezai yaptırım ve teminat süreçlerinin işletilmediği.   Kamu İhale Kurumu’nun lehte kararına rağmen bir firmanın sözleşmeye davet edilmediği.   Geçen yıl ihalelerin toplam bedeliyle bu yılın bedeli arasındaki fark üzerinden “kamu zararı” oluştuğu, bunun 38 milyon TL olduğu iddiası.   Bu süreçlerde para el değiştirdiği yönünde söylentiler.   Bazı günlerde engelli öğrencilerin okula gidemediği iddiası.   Hepsi “iddia”. Tam da bu nedenle şeffaflık, denetim ve ikna edici bir açıklama zorunlu.   Aradık, sorduk… Gelen cevap daha çok soru doğurdu..   İlgili müdür Harun Kurt’tan görüş almak istedik. Aracı bir dost üzerinden iletilen mesaj şu minvalde:   “Kaymakam Bey açıklama yapmaya gerek yok; savunma yapmak hoş olmaz.”   Eğer gerçekten böyleyse, müsaadenizle sorayım: Bir kurumun itibarını korumanın yolu susmak mıdır, yoksa kamuoyunu bilgilendirmek mi? Ortada hiçbir sorun yoksa, Kaymakam Bey’in başkanlığında müdür ve teknik ekip ile birlikte kameralar karşısına geçip tüm süreci dakika dakika anlatmak neden zor olsun? Veya hatalar olduysa, “şu gün/şu işlemde hata yaptık, işte düzelttik” demek neden zayıflık sayılsın?   Beş net soru (cevap hakkı saklıdır) 1. 2024–2025 dönemi taşımalı eğitim ihaleleri takvimine harfiyen uyuldu mu? Neden ve kaç kez doğrudan temin yoluna gidildi? 2. “Aynı IP” iddiası teknik incelemeye tabi tutuldu mu? Tespit edilense hangi yaptırımlar uygulandı? 3. KİK’in lehte kararı olduğu öne sürülen dosyada idarenin gerekçesi nedir? Karara rağmen sözleşmeye davet edilmediyse, hukuki dayanak hangi madde? 4. “38 milyon TL kamu zararı” iddiası doğru mu? Doğru değilse resmî rakam nedir? Doğruysa sorumluluk zinciri nasıl işletildi? 5. Engelli öğrencilerin okula gidemediği gün oldu mu? Olduysa telafisi, tedarik planı ve sorumluluk tespiti nasıl yapıldı?     Bağımsız teknik inceleme: İl/İlçe MEM dışından, MEB Teftiş Kurulu ve valilikten karma bir ekip; IP-log ve EKAP kayıtlarını teknik olarak incelemeli.    Anlık şeffaflık paneli: Taşımalı eğitim ihaleleri için belediye ve il/ilçe MEM’lerin ortak erişimine açık bir gerçek zamanlı gösterge paneli kurulmalı.   Hassas hatlar için “acil plan”: Engelli öğrencileri taşıyan hatların yedek planları mevzuatla güvenceye alınmalı.   Devletin itibarı, açıklamanın cesaretinde saklı..Kimsenin peşin hükümlerle suçlanmasını istemeyiz; masumiyet karinesi esastır. Ama “suskunluk”, iddiayı büyütür; “açıklık” ise iddiaların hakkından gelir. Bugün konuşanlar servis şoförleri; yarın konuşacak olan tarih. O yüzden çağrımız nettir: MEB Teftiş Kurulu ve Cumhuriyet Başsavcılığı bu dosyayı masaya yatırmalı; idari ve adli yönden derinlemesine soruşturma yürütülmelidir.   Bizim kapımız, köşemiz bu yazıda adı geçen her kişi ve kuruma sonuna kadar açıktır. Yazılanların tamamına, tek satır eksiltmeden cevap ve düzeltme hakkı verilecek.. Çünkü bu dosyanın öznesi ne bir firma ne bir makamdır; öznesi çocuktur.   Adaletin suskun kaldığı yerde vicdan dilsizleşir. Kurumlar çıkar ilişkilerinin zırhına büründüğünde, kural haksızlığı korur, doğruyu cezalandırır. Böyle bir düzende ne kadıya gidecek yer kalır, ne de sığınılacak gölge. Çünkü artık hırsızın eliyle tutulan terazi, mazlumun değil, düzenin dengesini ölçer. Yetkili olan susar, haksız olan konuşur; kurt ulumayı bırakır, çoban ulur. İşte o zaman “kimi kime şikâyet edeceksin” sözü, bir çaresizlik değil, bir uyanış fısıltısına dönüşür, adaletin yerden değil, gökten beklendiği an tam da o andır.   Ve işte bu yüzden, adaletin sesi kısıldığında, halkın kalemi konuşmalı..
Ekleme Tarihi: 09 Ekim 2025 -Perşembe
Hacı Ali GÜNEÇIKAN

Direksiyon Boşta, Vicdan Yokuş Aşağı

Bu şehirde sabah servisine binemeyen her çocuk, devletin vicdanında kırmızı alarmdır.
 
Manşet Gazetesi’nden meslektaşımız Mahmut Beyaz hem köşe yazısında hemde haberinde detayları tek tek anlattı. Belgeler, tanıklar, ifadeler… Her satırı “araştırın” diyen türden. Lakin aradan günler geçti, yetkililerden en küçük bir açıklama dahi gelmedi. Ne müdür konuştu, ne kurumlar. 
 
Sonra ne oldu, Onikişubat İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde servisçi esnafının yaptığı açıklamalar, belgeler ve iddialar; “taşımalı eğitim ihalesi”nin artık kulis dedikodusunu aşan, kamu düzenini ilgilendiren bir dosyaya dönüştüğünü söylüyor.
“Doğrudan temin”, “aynı IP’den teklif”, “yaklaşık maliyetin satılması”, “KİK kararına rağmen dışlama”, “38 milyon liralık kamu zararı”… Ağır cümleler bunlar. Daha ağır olan ise, bütün bu iddiaların karşısına çıkan derin bir sessizlik.
 
Taşımalı eğitim nedir, neden bu kadar hassas? Köyünde okulu olmayan ya da özel gereksinimi olan çocuklarımızı her sabah okula taşıyıp akşam evine ulaştıran sosyal devlet mekanizmasıdır. Yani ihalenin konusu yalnızca “hat” ya da “kilometre” değildir; konusu çocuktur. Bu yüzden bu dosyada en küçük şaibe, bir muhasebe rakamı değil, bir güven problemidir.
 
Yazılan ve yapılan açıklamalarda öne çıkan başlıklar (iddia); İhalenin zamanında ve şeffaf yapılmadığı, haftalık doğrudan teminlerle geçiştirildiği.
 
Aynı IP adresinden birden fazla firmanın teklif verdiği; cezai yaptırım ve teminat süreçlerinin işletilmediği.
 
Kamu İhale Kurumu’nun lehte kararına rağmen bir firmanın sözleşmeye davet edilmediği.
 
Geçen yıl ihalelerin toplam bedeliyle bu yılın bedeli arasındaki fark üzerinden “kamu zararı” oluştuğu, bunun 38 milyon TL olduğu iddiası.
 
Bu süreçlerde para el değiştirdiği yönünde söylentiler.
 
Bazı günlerde engelli öğrencilerin okula gidemediği iddiası.
 
Hepsi “iddia”. Tam da bu nedenle şeffaflık, denetim ve ikna edici bir açıklama zorunlu.
 
Aradık, sorduk… Gelen cevap daha çok soru doğurdu..
 
İlgili müdür Harun Kurt’tan görüş almak istedik. Aracı bir dost üzerinden iletilen mesaj şu minvalde:
 
“Kaymakam Bey açıklama yapmaya gerek yok; savunma yapmak hoş olmaz.”
 
Eğer gerçekten böyleyse, müsaadenizle sorayım:
Bir kurumun itibarını korumanın yolu susmak mıdır, yoksa kamuoyunu bilgilendirmek mi?
Ortada hiçbir sorun yoksa, Kaymakam Bey’in başkanlığında müdür ve teknik ekip ile birlikte kameralar karşısına geçip tüm süreci dakika dakika anlatmak neden zor olsun?
Veya hatalar olduysa, “şu gün/şu işlemde hata yaptık, işte düzelttik” demek neden zayıflık sayılsın?
 
Beş net soru (cevap hakkı saklıdır)
1. 2024–2025 dönemi taşımalı eğitim ihaleleri takvimine harfiyen uyuldu mu? Neden ve kaç kez doğrudan temin yoluna gidildi?
2. “Aynı IP” iddiası teknik incelemeye tabi tutuldu mu? Tespit edilense hangi yaptırımlar uygulandı?
3. KİK’in lehte kararı olduğu öne sürülen dosyada idarenin gerekçesi nedir? Karara rağmen sözleşmeye davet edilmediyse, hukuki dayanak hangi madde?
4. “38 milyon TL kamu zararı” iddiası doğru mu? Doğru değilse resmî rakam nedir? Doğruysa sorumluluk zinciri nasıl işletildi?
5. Engelli öğrencilerin okula gidemediği gün oldu mu? Olduysa telafisi, tedarik planı ve sorumluluk tespiti nasıl yapıldı?
 
 
Bağımsız teknik inceleme: İl/İlçe MEM dışından, MEB Teftiş Kurulu ve valilikten karma bir ekip; IP-log ve EKAP kayıtlarını teknik olarak incelemeli. 
 
Anlık şeffaflık paneli: Taşımalı eğitim ihaleleri için belediye ve il/ilçe MEM’lerin ortak erişimine açık bir gerçek zamanlı gösterge paneli kurulmalı.
 
Hassas hatlar için “acil plan”: Engelli öğrencileri taşıyan hatların yedek planları mevzuatla güvenceye alınmalı.
 
Devletin itibarı, açıklamanın cesaretinde saklı..Kimsenin peşin hükümlerle suçlanmasını istemeyiz; masumiyet karinesi esastır. Ama “suskunluk”, iddiayı büyütür; “açıklık” ise iddiaların hakkından gelir.
Bugün konuşanlar servis şoförleri; yarın konuşacak olan tarih. O yüzden çağrımız nettir:
MEB Teftiş Kurulu ve Cumhuriyet Başsavcılığı bu dosyayı masaya yatırmalı; idari ve adli yönden derinlemesine soruşturma yürütülmelidir.
 
Bizim kapımız, köşemiz bu yazıda adı geçen her kişi ve kuruma sonuna kadar açıktır. Yazılanların tamamına, tek satır eksiltmeden cevap ve düzeltme hakkı verilecek..
Çünkü bu dosyanın öznesi ne bir firma ne bir makamdır; öznesi çocuktur.
 
Adaletin suskun kaldığı yerde vicdan dilsizleşir. Kurumlar çıkar ilişkilerinin zırhına büründüğünde, kural haksızlığı korur, doğruyu cezalandırır. Böyle bir düzende ne kadıya gidecek yer kalır, ne de sığınılacak gölge. Çünkü artık hırsızın eliyle tutulan terazi, mazlumun değil, düzenin dengesini ölçer. Yetkili olan susar, haksız olan konuşur; kurt ulumayı bırakır, çoban ulur. İşte o zaman “kimi kime şikâyet edeceksin” sözü, bir çaresizlik değil, bir uyanış fısıltısına dönüşür, adaletin yerden değil, gökten beklendiği an tam da o andır.
 
Ve işte bu yüzden, adaletin sesi kısıldığında, halkın kalemi konuşmalı..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.