Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi
Mehmet Ali ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mehmet Ali ÖZTÜRK
 

Devletimizin yanında durmak...

Devlet Aklı, Terör Gerçeği ve Soğukkanlı Strateji Türkiye’nin kırk yılı aşan terörle mücadelesinde gördüğümüz en net gerçek şudur: Terör örgütleri liderlerinin ölmesiyle bitmez; onları besleyen, büyüten, donatan güçler kesilmedikçe bu yapı tamamen çökmez. Fethullah Gülen öldü diye örgütü bitti mi? Hayır. Çünkü örgüt, bir kişiden ibaret değildi; yıllardır uluslararası güç merkezlerinin sağdığı imkânlarla ayakta tutuluyordu. PKK ve onun etrafında kurulan yapı da böyledir. Abdullah Öcalan hiçbir zaman tek başına bir “aktör” olmadı. Piyondu. Tıpkı FETÖ elebaşının olduğu gibi. ⸻ “Büyük Patron” Kimse, Masayı O Kurar Terör örgütlerinin konuşmaları, beyanları, taktik değişiklikleri… Bunların sahada bir karşılığı olsa da asıl belirleyici olan onları yöneten, onları yıllardır donatan aklın çıkarlarıdır. Amerika istemedikçe PKK’nın bitmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bunu bizim bildiğimizi devletimiz bilmiyor mu? Elbette biliyor. Üstelik bizden katbekat fazlasıyla biliyor. Peki o hâlde neden diyalog zemini oluşturuldu, neden komisyon kuruldu, neden DEM’e “normalleşme” çağrısı yapıldı? İşte burası, duyguyla değil devlet aklıyla anlaşılabilecek bir yer. ⸻ Devlet Neden Bunu Yapıyor? Türkiye bulunduğu coğrafyada bir adım atmadan önce, uluslararası arenada elini güçlendirmek zorunda. Yarın bir operasyon olduğunda, dünya önünde şöyle bir tablo oluşturulmak isteniyor: “Tüm kapıları çaldık, tüm imkanları sunduk, her fırsatı verdik. Ama yine de terörü ve terör seviciliğini tercih edenler kendilerini haksız duruma düşürdü.” Kısacası Türkiye, büyük bir hesaplaşmanın zeminini sabırla kuruyor. ⸻ Kardeşlerimiz İçin Yeni Bir Dönem Bu süreçte en çok sevinen kim biliyor musunuz? Gerçek Kürt vatandaşlarımız. Terörle yan yana anılmak istemeyen, yıllardır bu karanlıktan en çok zarar gören, dükkanları kapanan, köylerinden uzaklaşan, çocuklarını güvenle okula gönderemeyen onlar… Şimdi ise huzurla nefes almaya başladılar. Çukurlar kazılmıyor, bombalar patlamıyor, mermiler sıkılmıyor, şehit haberleri gelmiyor. O bölgede turizm canlanıyor, köyler yeniden hayat buluyor, memurlar tayin istiyor, vatandaş çocuklarını rahatça okutuyor. Terörün bittiği yerde hayat yeniden başlıyor. ⸻ “Dışarıya neden müdahale ediyoruz?” diyenlere Çünkü bataklık sınırlarımızın dışında. Orası kurutulmadıkça sinekler yeniden ürer. Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen her sözde yapı, Türkiye’nin kalbine saplanacak bir hançerdir. Bu sadece bir güvenlik değil, beka meselesidir. Orada kurulmak istenen bir oluşum demek, İsrail’le komşu olmak demektir. Ve herkes bilir ki İsrail, İsrail’den ibaret değildir. Bu oyunu görmemek için saf olmak gerekir. ⸻ Acıların Öğrettiği Bir Hakikat Binlerce şehit verdik. Binlerce evin ocağına ateş düştü. Acıdan nefesi kesilen analar, ömür boyu yaralı kalan gazilerimiz var. Kimse kan aksın demiyor. Tam tersine: “Biz yandık, başkaları yanmasın.” Bu fedakârlığın karşılığı asla ödenemez. Devlet de bu insanların emanetine gözü gibi sahip çıkıyor. Atılan her adımda bu hassasiyetin izini görüyoruz. ⸻ Bize düşen nedir? Bugün yapılması gereken tek şey: Devletimizin yanında durmak. Tahrik edenlere, yalan yayanlara, provokasyon üretenlere kapılmamak. Her duyduğumuz habere inanmamak. Bu coğrafyada ancak birlik olursak ayakta kalabiliriz. Ayrışmak, bölünmek, öfkeden kör olmak sadece bu topraklara kötülük eder. ⸻ Son söz Rabbim birliğimizi, dirliğimizi daim etsin. Bu milletin arasına fitne sokmaya çalışanlara, küresel piyonlara fırsat vermesin. Terörün bittiği, barışın kalıcı olduğu, huzurun yeşerdiği bir geleceği hep birlikte kuracağız.
Ekleme Tarihi: 04 Aralık 2025 -Perşembe
Mehmet Ali ÖZTÜRK

Devletimizin yanında durmak...

Devlet Aklı, Terör Gerçeği ve Soğukkanlı Strateji

Türkiye’nin kırk yılı aşan terörle mücadelesinde gördüğümüz en net gerçek şudur:
Terör örgütleri liderlerinin ölmesiyle bitmez; onları besleyen, büyüten, donatan güçler kesilmedikçe bu yapı tamamen çökmez.

Fethullah Gülen öldü diye örgütü bitti mi?
Hayır. Çünkü örgüt, bir kişiden ibaret değildi; yıllardır uluslararası güç merkezlerinin sağdığı imkânlarla ayakta tutuluyordu.

PKK ve onun etrafında kurulan yapı da böyledir. Abdullah Öcalan hiçbir zaman tek başına bir “aktör” olmadı.
Piyondu.
Tıpkı FETÖ elebaşının olduğu gibi.

“Büyük Patron” Kimse, Masayı O Kurar

Terör örgütlerinin konuşmaları, beyanları, taktik değişiklikleri… Bunların sahada bir karşılığı olsa da asıl belirleyici olan onları yöneten, onları yıllardır donatan aklın çıkarlarıdır.

Amerika istemedikçe PKK’nın bitmeyeceğini hepimiz biliyoruz.
Bunu bizim bildiğimizi devletimiz bilmiyor mu?
Elbette biliyor. Üstelik bizden katbekat fazlasıyla biliyor.

Peki o hâlde neden diyalog zemini oluşturuldu, neden komisyon kuruldu, neden DEM’e “normalleşme” çağrısı yapıldı?

İşte burası, duyguyla değil devlet aklıyla anlaşılabilecek bir yer.

Devlet Neden Bunu Yapıyor?

Türkiye bulunduğu coğrafyada bir adım atmadan önce, uluslararası arenada elini güçlendirmek zorunda.
Yarın bir operasyon olduğunda, dünya önünde şöyle bir tablo oluşturulmak isteniyor:

“Tüm kapıları çaldık, tüm imkanları sunduk, her fırsatı verdik. Ama yine de terörü ve terör seviciliğini tercih edenler kendilerini haksız duruma düşürdü.”

Kısacası Türkiye, büyük bir hesaplaşmanın zeminini sabırla kuruyor.

Kardeşlerimiz İçin Yeni Bir Dönem

Bu süreçte en çok sevinen kim biliyor musunuz?

Gerçek Kürt vatandaşlarımız.

Terörle yan yana anılmak istemeyen, yıllardır bu karanlıktan en çok zarar gören, dükkanları kapanan, köylerinden uzaklaşan, çocuklarını güvenle okula gönderemeyen onlar…
Şimdi ise huzurla nefes almaya başladılar.

Çukurlar kazılmıyor, bombalar patlamıyor, mermiler sıkılmıyor, şehit haberleri gelmiyor.

O bölgede turizm canlanıyor, köyler yeniden hayat buluyor, memurlar tayin istiyor, vatandaş çocuklarını rahatça okutuyor.
Terörün bittiği yerde hayat yeniden başlıyor.

“Dışarıya neden müdahale ediyoruz?” diyenlere

Çünkü bataklık sınırlarımızın dışında.
Orası kurutulmadıkça sinekler yeniden ürer.

Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen her sözde yapı, Türkiye’nin kalbine saplanacak bir hançerdir.
Bu sadece bir güvenlik değil, beka meselesidir.

Orada kurulmak istenen bir oluşum demek, İsrail’le komşu olmak demektir.
Ve herkes bilir ki İsrail, İsrail’den ibaret değildir.

Bu oyunu görmemek için saf olmak gerekir.

Acıların Öğrettiği Bir Hakikat

Binlerce şehit verdik.
Binlerce evin ocağına ateş düştü.
Acıdan nefesi kesilen analar, ömür boyu yaralı kalan gazilerimiz var.

Kimse kan aksın demiyor.
Tam tersine:

“Biz yandık, başkaları yanmasın.”

Bu fedakârlığın karşılığı asla ödenemez.

Devlet de bu insanların emanetine gözü gibi sahip çıkıyor. Atılan her adımda bu hassasiyetin izini görüyoruz.

Bize düşen nedir?

Bugün yapılması gereken tek şey:

Devletimizin yanında durmak.
Tahrik edenlere, yalan yayanlara, provokasyon üretenlere kapılmamak.
Her duyduğumuz habere inanmamak.

Bu coğrafyada ancak birlik olursak ayakta kalabiliriz.
Ayrışmak, bölünmek, öfkeden kör olmak sadece bu topraklara kötülük eder.

Son söz

Rabbim birliğimizi, dirliğimizi daim etsin.
Bu milletin arasına fitne sokmaya çalışanlara, küresel piyonlara fırsat vermesin.

Terörün bittiği, barışın kalıcı olduğu, huzurun yeşerdiği bir geleceği hep birlikte kuracağız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.