Mehmet Ali ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mehmet Ali ÖZTÜRK
 

BU YANGIN HERKESİ YAKAR

Suçlular mı, değiller mi; bilmiyorum. Buna karar verecek olan yargıdır. Peşin hükümlü de değilim. Ama şunu görüyorum: Aileleri okutmuş, büyütmüş… Fakat ulaşılan zenginlik, makam, güç; bazılarını olumsuz etkilemiş. Güç zehirlenmesi yaşanmış. İsimlerine bakıp ayrıca üzülüyorsun. Acı olan şu: Pislik ve çamur her tarafa bulaşmış. Nereye el atsan, elinde kalıyor. Çürümeye başlayan bir toplumda; suçlularla hâkim-savcı başa çıkamaz, emniyet-jandarma başa çıkamaz. Herkesin başına bir bekçi, bir polis dikemezsin. Bunları temizlemekle de iş bitmiyor. Alttan gelmeye devam ediyorlar. Sadece medya mı? Sokaklar ne halde? Etrafınıza baktığınızda, gördükleriniz karşısında utancınızdan başınızı öne eğdiğiniz olmuyor mu? Evler ne durumda? Odalarına dağılan çocuklar ne öğreniyor, nelerle meşguller? Çevrenizdeki gençlere bakın… En yakınlarınıza bakın… Evlatlarınızla İslam’ı, Müslümanlığı, Kudüs’ü, Gazze’yi konuşabiliyor musunuz? Sadece ünlü ve zenginler mi? Hayır. Gariban ailelerin çocukları da uyuşturucu batağında. Uyuşturucu bağımlılığı yüzünden boşanmış kadınlar, erkekler… Ahlak problemi hâline gelen hayatlar… Zıkkımlanmak için gözü hiçbir şey görmeyen, etrafını dolandıran, anne-babasına yük olan, bir türlü evlenemeyen, iş güç sahibi olamayan gençlere ne demeli? Ticaret ne durumda? Güvenecek tüccar kaldı mı? Alkol, uyuşturucu mezarlıklara kadar ulaştı… Bu tür haberler arttıkça; bazıları sevinçten zil takıp oynuyor, bazıları da “hiç beklemezdik” deyip ah vah ediyor. Oysa bu durumlara düşenlerin sağı solu, yönü, ölçüsü olmaz. Konu parti değil. Vakıf değil. Dernek değil. Medya hiç değil. Sağda var da solda yok mu? Birileri “bizim için normal, biz zaten çocuklarımızı öyle yetiştiriyoruz” diyorsa, onu bilemem. Ama kimse kusura bakmasın: Bu yangın bütün evleri yakar. Hatta memleketi yakar. İmam hatiplilermiş… İsterse allâme olsunlar. Yanlışı yazmayalım mı? İslam’ı kimse temsil edemez. Müslüman olduğunu söyleyen biri büyük günah işledi diye İslam lekelenmez. Genelleme mi yapacağız? Milyonlarca imam hatip mezunu var. Aralarından çıkan birkaç çürük yüzünden tamamını zan altında bırakmak doğru mu? Buradan yola çıkıp İslam’ı gömenler, hangi dine mensup? O beğenmediğin imam hatiplerde, vakıflarda, derneklerde yetişen gençler; kaldıkları ortamlarda ilmihali, adab-ı muaşereti, kul hakkını, anne-babaya saygıyı öğrenirken; yasaklanan başörtüsü için eylem yaparken… Bazı gençler beş-altı kişiyle tuttukları evlerde kız-erkek beraber kalıp komün hayatı yaşıyor, ortada cenabet dolaşıyorlardı. Dini öğrenip yaşayan biri bir suç işliyorsa, inanmayan, haram-helal bilmeyen binini işliyor. “Bastırılmış duygular ilk fırsatta patlıyormuş” diyorlar… Biz buna dizginlenmiş nefis diyoruz. Çocukluktan başlayıp ömür boyu dizginlenmesi gereken nefis… Duyguları bastırılmasın, özgür yaşasınlar diye kumar oynatarak, zinaya müsaade ederek mi büyütülsünler? Haramı, helali öğrenmesinler mi? Keşke herkes öğretebilse de kötü örnekler azalsa… Her dönemde İbrahim Ethem’ler de oldu, Yezit’ler de… Firavun’lar da oldu, Musa’lar da… Yüzyıllık karma ve genelde maneviyatsız eğitim sistemine, onca diziye-filme, internet ortamına, planlara, projelere, baskılara rağmen iyi ki tamamen bozulmadık. Aileler ve bazı yapılar çocuklara destek verdi. Ama bu da bir yere kadar. Daha ötesinde; okulda sağlam eğitim, dışarıda temiz ortam, sağlam arkadaşlar, temiz iş yerleri gerekir. Kaynak kesildiği anda sıkıntı başlar. Bunu sağlamak; başta devlete, sonra hepimize düşer. Ahlaksızlık denince herkes dur demeli. Hırsızlık, uyuşturucu, kumar, zina denince kimse savunmaya geçmemeli. Özümüze dönmeliyiz. Dinimize sarılmalıyız. Başta evlerimiz olmak üzere; okullarda, iş yerlerinde, kurumlarda, sokak ve caddelerde manevi bir seferberlik ilan etmeliyiz.
Ekleme Tarihi: 22 Aralık 2025 -Pazartesi
Mehmet Ali ÖZTÜRK

BU YANGIN HERKESİ YAKAR

Suçlular mı, değiller mi; bilmiyorum.
Buna karar verecek olan yargıdır.
Peşin hükümlü de değilim.

Ama şunu görüyorum:
Aileleri okutmuş, büyütmüş…
Fakat ulaşılan zenginlik, makam, güç; bazılarını olumsuz etkilemiş.
Güç zehirlenmesi yaşanmış.

İsimlerine bakıp ayrıca üzülüyorsun.

Acı olan şu:
Pislik ve çamur her tarafa bulaşmış.
Nereye el atsan, elinde kalıyor.

Çürümeye başlayan bir toplumda;
suçlularla hâkim-savcı başa çıkamaz,
emniyet-jandarma başa çıkamaz.
Herkesin başına bir bekçi, bir polis dikemezsin.

Bunları temizlemekle de iş bitmiyor.
Alttan gelmeye devam ediyorlar.

Sadece medya mı?

Sokaklar ne halde?
Etrafınıza baktığınızda, gördükleriniz karşısında
utancınızdan başınızı öne eğdiğiniz olmuyor mu?

Evler ne durumda?
Odalarına dağılan çocuklar ne öğreniyor,
nelerle meşguller?

Çevrenizdeki gençlere bakın…
En yakınlarınıza bakın…
Evlatlarınızla İslam’ı, Müslümanlığı,
Kudüs’ü, Gazze’yi konuşabiliyor musunuz?

Sadece ünlü ve zenginler mi?
Hayır.

Gariban ailelerin çocukları da
uyuşturucu batağında.

Uyuşturucu bağımlılığı yüzünden boşanmış kadınlar, erkekler…
Ahlak problemi hâline gelen hayatlar…

Zıkkımlanmak için gözü hiçbir şey görmeyen,
etrafını dolandıran,
anne-babasına yük olan,
bir türlü evlenemeyen,
iş güç sahibi olamayan gençlere ne demeli?

Ticaret ne durumda?
Güvenecek tüccar kaldı mı?

Alkol, uyuşturucu mezarlıklara kadar ulaştı…

Bu tür haberler arttıkça;
bazıları sevinçten zil takıp oynuyor,
bazıları da “hiç beklemezdik” deyip ah vah ediyor.

Oysa bu durumlara düşenlerin
sağı solu, yönü, ölçüsü olmaz.

Konu parti değil.
Vakıf değil.
Dernek değil.
Medya hiç değil.

Sağda var da solda yok mu?
Birileri “bizim için normal, biz zaten çocuklarımızı öyle yetiştiriyoruz” diyorsa,
onu bilemem.

Ama kimse kusura bakmasın:
Bu yangın bütün evleri yakar.
Hatta memleketi yakar.

İmam hatiplilermiş…
İsterse allâme olsunlar.

Yanlışı yazmayalım mı?

İslam’ı kimse temsil edemez.
Müslüman olduğunu söyleyen biri büyük günah işledi diye
İslam lekelenmez.

Genelleme mi yapacağız?

Milyonlarca imam hatip mezunu var.
Aralarından çıkan birkaç çürük yüzünden
tamamını zan altında bırakmak doğru mu?

Buradan yola çıkıp İslam’ı gömenler,
hangi dine mensup?

O beğenmediğin imam hatiplerde, vakıflarda, derneklerde yetişen gençler;
kaldıkları ortamlarda
ilmihali, adab-ı muaşereti, kul hakkını,
anne-babaya saygıyı öğrenirken;
yasaklanan başörtüsü için eylem yaparken…

Bazı gençler beş-altı kişiyle tuttukları evlerde
kız-erkek beraber kalıp komün hayatı yaşıyor,
ortada cenabet dolaşıyorlardı.

Dini öğrenip yaşayan biri bir suç işliyorsa,
inanmayan, haram-helal bilmeyen binini işliyor.

“Bastırılmış duygular ilk fırsatta patlıyormuş” diyorlar…

Biz buna
dizginlenmiş nefis diyoruz.

Çocukluktan başlayıp
ömür boyu dizginlenmesi gereken nefis…

Duyguları bastırılmasın, özgür yaşasınlar diye
kumar oynatarak, zinaya müsaade ederek mi büyütülsünler?

Haramı, helali öğrenmesinler mi?

Keşke herkes öğretebilse de
kötü örnekler azalsa…

Her dönemde
İbrahim Ethem’ler de oldu, Yezit’ler de…
Firavun’lar da oldu, Musa’lar da…

Yüzyıllık karma ve genelde maneviyatsız eğitim sistemine,
onca diziye-filme, internet ortamına,
planlara, projelere, baskılara rağmen
iyi ki tamamen bozulmadık.

Aileler ve bazı yapılar çocuklara destek verdi.
Ama bu da bir yere kadar.

Daha ötesinde;
okulda sağlam eğitim,
dışarıda temiz ortam,
sağlam arkadaşlar,
temiz iş yerleri gerekir.

Kaynak kesildiği anda sıkıntı başlar.

Bunu sağlamak;
başta devlete,
sonra hepimize düşer.

Ahlaksızlık denince herkes dur demeli.
Hırsızlık, uyuşturucu, kumar, zina denince
kimse savunmaya geçmemeli.

Özümüze dönmeliyiz.
Dinimize sarılmalıyız.

Başta evlerimiz olmak üzere;
okullarda, iş yerlerinde, kurumlarda,
sokak ve caddelerde
manevi bir seferberlik ilan etmeliyiz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.