Değerli Okuyucular;
Bugün sizlerle, geçmişten bugüne uzanan bazı olaylara mercek tutmak istiyorum. ABD’den İran’a, Türkiye’den tüm mazlum coğrafyalara kadar yayılan bir çarktan bahsedeceğim: Adına kimi zaman “küresel sermaye” diyoruz, kimi zaman “derin güçler” ya da “emperyalist ağlar.” Ama net olan şu ki, dünya dönüyor… Dönüyor ama, ne uğruna ve kim için?
⸻
BİR ABD SENARYOSU: “CUMHURİYETİN LANETİ”
1829’da ABD Başkanı olan Andrew Jackson, Rothschild ailesinin kurduğu merkez bankasına karşı çıktı. “Bu cumhuriyet için bir lanettir” dedi. Emrini uygulamayan bakanı görevden aldı. Yetmedi, yerine atadığı bakan da korktu, yine uygulanmadı.
Ve hemen ardından kriz patladı. “Tesadüf” mü? Elbette değil.
1835’te, Jackson’a silahlı saldırı düzenlendi. Silah tutukluk yaptı. Katil ise delilik raporuyla serbest kaldı. Ne kadar tanıdık değil mi? FETÖ oyunlarını andıran bu düzmece senaryolar, sanki şablon gibi…
1913’te bu kez Rothschild ve Rockefeller ekibi, Wilson’u başkan yaptırdı ve “Federal Rezerv” yasasını geçirdiler. O günden beri ABD’nin parası, halkının değil; küresel çetenin elinde. Aynı çete bugün tüm dünyaya para basıyor, faizle satıyor ve hesap bile vermiyor.
⸻
İRAN’DA PETROL VE MÜDAHALE
1909’da İran’da Şah devrildi. Sebep: Petrol. Ardından Musaddık geldi, 1951’de petrolü millileştirdi. CIA ve İngiliz istihbaratı devreye girdi. Darbe oldu, Musaddık tutuklandı. İran’ın zenginlikleri ise Rothschild ve Rockefeller gibilerin arasında pay edildi.
Bugün bile İran üzerinde dönen oyunları anlamak için bu sayfaları iyi okumak gerek.
⸻
ABD’DEN SUİKAST PORTRELERİ
FED’in karanlık yüzünü anlatmaya çalışan Kongre Üyesi McFadden suikasta uğradı, zehirlendi ama kurtuldu. Sonunda şüpheli bir kalp kriziyle öldü.
Bir diğer isim: Larry McDonald. Kore’ye giderken uçağı “yanlışlıkla” Rus hava sahasına yönlendirildi. Uçak düşürüldü. Sağ kurtulduğu iddia edildi. Sonra KGB tarafından öldürüldüğü söylendi.
Tıpkı Muhsin Yazıcıoğlu gibi… Sağ kurtulduğu halde yardım edilmeyen, sonrasında karanlığa gömülen bir dosya…
⸻
INTİHAR SÜSÜ VERİLEN ÖLÜMLER
ABD Savunma Bakanı Forrestal da İsrail’in kuruluşuna karşı çıktı. “Akıl sağlığı yerinde değil” denilerek klinikte zorla tutuldu. Çıkmadan bir gece önce “intihar etti.” Resmi raporlar 2004’te yayımlandı. Ne hikmetse bizdeki ASELSAN mühendisleri, Necip Hablemitoğlu ve Uğur Mumcu da benzer “intihar” ya da “faili meçhul” listesinde.
⸻
TÜRKİYE SAYFASI: SESSİZ SİLAHLAR, SESSİZ ÖLÜMLER
Tarihimizde de bu senaryolar bolca mevcut.
• Fatih Sultan Mehmet’in zehirlenmesi,
• Sultan Abdülaziz’in bileği kesilerek “intihar” süsüyle öldürülmesi,
• Abdülhamit’in tahttan indirilmesi,
• Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet edin” feryadıyla biten şüpheli sonu,
• Menderes, Özal, Eşref Bitlis, Yazıcıoğlu’nun ölümü…
Hep aynı el, hep aynı senaryo… Direnen, devletleştiren, halkı savunan liderler tek tek “tasfiye” edilmiş.
⸻
MODERN ÇARK: VİRÜS, KORKU, KONTROL
Bugün artık savaşın adı değişti. MERS, SARS, Kuş Gribi, Domuz Gribi ve nihayet Corona… Tümü laboratuvar ürünü ve tümü bir çarkın parçası.
Narkoza alınmış bir insanlık var karşımızda. Bilim, ilaç, medya, teknoloji… Hepsi bu çarkın dişlisi olmuş. Artık ordular değil, yazılımlar kontrol ediyor insanı. Ve Bill Gates gibi “insancıl” figürler bu kurgunun vitrin yüzü.
⸻
SONUÇ: BİR AVUÇ KEMİRGENE TESLİM OLMAYIN
Bugün dünya halkları, emperyalizmin bu büyük narkozu karşısında ya direnecek ya da kendi kıyametini hazırlayacak.
Aydınlar, sanatçılar, akademisyenler, kanaat önderleri; toplumlarını uyandırmalı. Bu, bir ideoloji değil, bir onur mücadelesidir.
Yoksa tüm insanlık bir avuç küresel kemirgenin kontrolüne teslim olacak.
Ne dersiniz? Hâlâ geç değil mi? Yoksa çoktan narkoz etkisi başladı mı?