Hacı Ali GÜNEÇIKAN
Köşe Yazarı
Hacı Ali GÜNEÇIKAN
 

Günah Keçisi Kim?

Kahramanmaraş’ın profesyonel liglerde mücadele eden iki güzide takımı var. Biri İstiklalspor… Arkasında kentin en zenginleri var, adeta bir holding takımı gibi. Her sezon kurumsal bir disiplin içinde, paranın gücünü sahaya yansıtarak ilerliyorlar. Diğeri ise Kahramanmaraşspor… Kimine göre “dipsiz kuyu”, kimine göre “şehrin hatırası”. Ama her şeyden önce bu şehrin kırmızı-beyaz formasıyla kök salmış, mazisi 1969’a uzanan bir çınarı.. Geçtiğimiz gün Kahramanmaraşspor Kulüp Başkanı Fatih Mehmet Ceyhan, Mado Evi’nde gazetecilerle buluştu. Aslında bu bir basın toplantısından çok daha fazlasıydı; bu, iç dökme seansıydı. Yorulmuştu Ceyhan. Hem yükten hem de kırgınlıktan. Konuştukça rahatladı, anlattıkça derinleşti. Ama şu da açık: Bu toplantı biraz da gazetecilere yazılmış sitem mektubuydu. Fatih Ceyhan açık konuştu: “Derdiniz Kahramanmaraşspor mu, yoksa Fatih Ceyhan mı?” İşte bu soruyu duyunca düşündüm. Ne zaman biri şehirde inisiyatif alıp öne çıksa, mutlaka bir yerlerden hedef tahtasına dönüşüyor. Siyasete girerse “menfaati var” diyorlar, kulübe sahip çıkarsa “reklam peşinde” diyorlar. Sosyal medyada birkaç tık uğruna yapılan yorumlar, manşetler, dedikodular… Ve sonunda olan yine takıma oluyor. Ama asıl üzücü olan şu: Herkes destek istiyor ama kimse elini taşın altına koymak istemiyor. Başkan Ceyhan’ın toplantıdaki en samimi sözlerinden biri şuydu: “6 milyon 800 bin lira, kumbarada biriken paramız gibi.” Düşünün, kulüp adeta yıllar boyunca yoklukla yoğrulmuş bir çocuk gibi… Ne yapsa, ne kazansa cebinde kalmıyor. Sürekli borçla sınanıyor. Ama buna rağmen transfer tahtası kapanmıyor, genç futbolcular vitrine çıkarılıyor, forma yaşatılmaya çalışılıyor. Peki şehir ne yapıyor? Bir grup “ne olacak bu takımın hâli” diye yakınıyor. Diğer grup “bizim takım İstiklalspor” deyip uzak duruyor. Ama ortada kalan kim? Kırılmış kalbiyle, yorgun bedeniyle, iki dudağının arasında hâlâ “Maraşspor” diyen Fatih Ceyhan. Şehirlerin değerlerine sahip çıkmak, Şahıslardan bağımsız değilmidir..Bu kulüp bir şahsın değil, bir tarihin mirasıdır. Fatih Ceyhan bugün vardır, yarın olmayabilir. Ama Kahramanmaraşspor var oldukça, bizlere düşen görev onu yaşatmaktır. Siyasete, polemiğe, kişisel kırgınlıklara kurban etmek yerine; üstüne titremek, sahiplenmek gerekir. Gazeteciler de bu şehrin vicdanıysa, eleştirmek kadar destek olmayı da bilmeli. Bu Orhan Külek’te, bende diğer gazeteci arkadaşlarımda..Her haber, her başlık, her yorum bir damla ya su olur ya da benzin. Hangisini döktüğünüzü unutmadan kalem oynatmak gerekir. Şehrin iki takımı var ama ikiye bölünmüş bir taraftarı olmamalı. Çünkü futbol rakip yaratmaz; ortak sevinç, ortak hüzün üretir. Kahramanmaraşspor için üzülüyorsak, bunun çözümü Ceyhan’ı yalnızlaştırmak değil; onun verdiği mücadeleyi sahiplenecek yeni omuzlar bulmaktır. Unutmayalım, şehirler kulüpleriyle yaşar; kulüpler de şehirlerinin vicdanıyla büyür. Şimdi, Top elbette sahada genç futbolcuların ayağında, ama sorumluluğu tribünlerde, iş dünyasında, yerel yönetimlerde, gazetecilerde ve bu şehrin kalbinde atan herkesin omzunda… Fatih Ceyhan elinden geleni yapmış: Borçla boğuşmuş, tahtayı kapattırmamış, altyapıdan çocukları çıkarmış, 6 milyon 800 bin liralık bir tazminatı kulübe kazandırmış. Belki biraz yıpranmış, belki medya karşısında yorulmuş ama hâlâ mücadele ediyor. Peki ya diğerleri? En kolay şeyi yapıyorlar: Susuyorlar. Bekliyorlar. Eleştiriyorlar. Seyrediyorlar. Ama o top öyle bir yerde duruyor ki, artık ya ayağa alınıp ileri sürülecek ya da o da geçmişin hatırası olarak vitrine kaldırılacak. Bu saatten sonra top; Büyükşehir Belediyesi’nin salonlarında, Sanayi devlerinin toplantı odalarında, İş adamlarının vicdan terazisinde, Ve elbette basın mensuplarının klavyelerinde.. Kahramanmaraşspor’un geleceği; şimdi artık sadece Ceyhan’ın değil, bu şehrin namusudur. Ve namus dediğin şey; ancak sahip çıkılarak korunur. Hadi şimdi forma sırtımızda, atkı boynumuzda: “Bu şehir sahipsiz değil, çünkü biz varız!” diyebilenler de.. Güzel bir Cuma dileğiyle... Rabbim aşurelerinizi kabul eylesin... (Büyükşehir Belediyesi, Sütçü İmam Üniversitesi, Dulkadiroğlu Belediyesi, Müsiad, Esnaf odalarımız ve Sivil toplum kuruluşlarımız...)
Ekleme Tarihi: 11 July 2025 - Friday
Hacı Ali GÜNEÇIKAN

Günah Keçisi Kim?

Kahramanmaraş’ın profesyonel liglerde mücadele eden iki güzide takımı var. Biri İstiklalspor… Arkasında kentin en zenginleri var, adeta bir holding takımı gibi. Her sezon kurumsal bir disiplin içinde, paranın gücünü sahaya yansıtarak ilerliyorlar. Diğeri ise Kahramanmaraşspor… Kimine göre “dipsiz kuyu”, kimine göre “şehrin hatırası”. Ama her şeyden önce bu şehrin kırmızı-beyaz formasıyla kök salmış, mazisi 1969’a uzanan bir çınarı..

Geçtiğimiz gün Kahramanmaraşspor Kulüp Başkanı Fatih Mehmet Ceyhan, Mado Evi’nde gazetecilerle buluştu. Aslında bu bir basın toplantısından çok daha fazlasıydı; bu, iç dökme seansıydı. Yorulmuştu Ceyhan. Hem yükten hem de kırgınlıktan. Konuştukça rahatladı, anlattıkça derinleşti.

Ama şu da açık: Bu toplantı biraz da gazetecilere yazılmış sitem mektubuydu.

Fatih Ceyhan açık konuştu: “Derdiniz Kahramanmaraşspor mu, yoksa Fatih Ceyhan mı?”
İşte bu soruyu duyunca düşündüm. Ne zaman biri şehirde inisiyatif alıp öne çıksa, mutlaka bir yerlerden hedef tahtasına dönüşüyor. Siyasete girerse “menfaati var” diyorlar, kulübe sahip çıkarsa “reklam peşinde” diyorlar. Sosyal medyada birkaç tık uğruna yapılan yorumlar, manşetler, dedikodular… Ve sonunda olan yine takıma oluyor.

Ama asıl üzücü olan şu: Herkes destek istiyor ama kimse elini taşın altına koymak istemiyor.

Başkan Ceyhan’ın toplantıdaki en samimi sözlerinden biri şuydu: “6 milyon 800 bin lira, kumbarada biriken paramız gibi.”
Düşünün, kulüp adeta yıllar boyunca yoklukla yoğrulmuş bir çocuk gibi… Ne yapsa, ne kazansa cebinde kalmıyor. Sürekli borçla sınanıyor. Ama buna rağmen transfer tahtası kapanmıyor, genç futbolcular vitrine çıkarılıyor, forma yaşatılmaya çalışılıyor.
Peki şehir ne yapıyor?
Bir grup “ne olacak bu takımın hâli” diye yakınıyor. Diğer grup “bizim takım İstiklalspor” deyip uzak duruyor.
Ama ortada kalan kim?
Kırılmış kalbiyle, yorgun bedeniyle, iki dudağının arasında hâlâ “Maraşspor” diyen Fatih Ceyhan.

Şehirlerin değerlerine sahip çıkmak, Şahıslardan bağımsız değilmidir..Bu kulüp bir şahsın değil, bir tarihin mirasıdır. Fatih Ceyhan bugün vardır, yarın olmayabilir. Ama Kahramanmaraşspor var oldukça, bizlere düşen görev onu yaşatmaktır. Siyasete, polemiğe, kişisel kırgınlıklara kurban etmek yerine; üstüne titremek, sahiplenmek gerekir.
Gazeteciler de bu şehrin vicdanıysa, eleştirmek kadar destek olmayı da bilmeli. Bu Orhan Külek’te, bende diğer gazeteci arkadaşlarımda..Her haber, her başlık, her yorum bir damla ya su olur ya da benzin. Hangisini döktüğünüzü unutmadan kalem oynatmak gerekir.

Şehrin iki takımı var ama ikiye bölünmüş bir taraftarı olmamalı. Çünkü futbol rakip yaratmaz; ortak sevinç, ortak hüzün üretir.
Kahramanmaraşspor için üzülüyorsak, bunun çözümü Ceyhan’ı yalnızlaştırmak değil; onun verdiği mücadeleyi sahiplenecek yeni omuzlar bulmaktır.

Unutmayalım, şehirler kulüpleriyle yaşar; kulüpler de şehirlerinin vicdanıyla büyür.

Şimdi, Top elbette sahada genç futbolcuların ayağında, ama sorumluluğu tribünlerde, iş dünyasında, yerel yönetimlerde, gazetecilerde ve bu şehrin kalbinde atan herkesin omzunda…

Fatih Ceyhan elinden geleni yapmış:
Borçla boğuşmuş, tahtayı kapattırmamış, altyapıdan çocukları çıkarmış, 6 milyon 800 bin liralık bir tazminatı kulübe kazandırmış. Belki biraz yıpranmış, belki medya karşısında yorulmuş ama hâlâ mücadele ediyor.

Peki ya diğerleri?
En kolay şeyi yapıyorlar:
Susuyorlar. Bekliyorlar. Eleştiriyorlar. Seyrediyorlar.
Ama o top öyle bir yerde duruyor ki, artık ya ayağa alınıp ileri sürülecek ya da o da geçmişin hatırası olarak vitrine kaldırılacak.

Bu saatten sonra top; Büyükşehir Belediyesi’nin salonlarında, Sanayi devlerinin toplantı odalarında, İş adamlarının vicdan terazisinde, Ve elbette basın mensuplarının klavyelerinde..

Kahramanmaraşspor’un geleceği; şimdi artık sadece Ceyhan’ın değil, bu şehrin namusudur.

Ve namus dediğin şey; ancak sahip çıkılarak korunur.

Hadi şimdi forma sırtımızda, atkı boynumuzda:
“Bu şehir sahipsiz değil, çünkü biz varız!” diyebilenler de..

Güzel bir Cuma dileğiyle...

Rabbim aşurelerinizi kabul eylesin... (Büyükşehir Belediyesi, Sütçü İmam Üniversitesi, Dulkadiroğlu Belediyesi, Müsiad, Esnaf odalarımız ve Sivil toplum kuruluşlarımız...)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.