Mehmet Ali ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mehmet Ali ÖZTÜRK
 

Ayağımız Kaydı, Yolumuzu Kaybettik

Bir millet düşünün ki… Elli yıldan fazladır kendisine “ye” denileni yemiş, “iç” denileni içmiş. Ne giyeceğini, ne tüketeceğini, ne düşüneceğini başka kültürler belirlemiş. Çamaşırını bile onların deterjanlarıyla yıkamış, dişini onların macunuyla fırçalamış. Hangi diziyi izleyeceğini, hangi müziği dinleyeceğini, hangi kitapları okuyacağını, hangi sosyal medyada ne paylaşacağını bile onlar seçmiş. Tarımı onların gönderdiği tohumla yapmışız, banyomuzu onların şampuanlarıyla yapmışız, onların “ikon” dediği sanatçıları tanımışız; kendi yazarımızı, kendi ozanımızı görmezden gelmişiz. Pedinden kozmetiğine, danstan baleye, dosttan düşmana kadar hayatımızın her alanı, başkalarının ince ayarıyla şekillendirilmiş. Ve şimdi… Biz bu milletten ne istiyoruz? Sosyal medyayı bırakmasını mı? O güruhun markalarını boykot etmesini mi? Soykırıma uğrayan kardeşlerine yardım elini uzatmasını mı? Maneviyata sarılmasını, millî duruş sergilemesini mi? Çok beklersiniz… Bu milletin ayakları kaydı dostlar… Ruhuna dokunan her üründen bir parça almış ve farkına bile varamamış. Artık sağlıklı düşünemiyor, doğru ile yanlışı ayırt edemiyor. “Zararsız gibi” görünen nice tüketim unsuru, içinde taşıdığı formüllerle bu milletin ahlâkını, sağlığını, değerlerini eritmiş. Ortaya çıkan nesle bir bakalım: Kıskanmıyorlar. Hayâ duymuyorlar. Evlilikten uzak duruyor, çocuk sahibi olmaktan kaçıyorlar. Sorumluluk almak istemiyorlar. Maneviyatla, millî kültürle, ecdatla bağları yok. Eğlenmek ve gününü gün etmek dışında bir hedefleri de yok. Ve en acısı? Gözlerinin önünde çocuklar açlıktan ölse, mazlumların üzerine bombalar yağsa bile umursamıyorlar. Takip ettikleri o “güruh”un aslında bu coğrafyanın düşmanı olduğunu bile fark edemeyecek kadar ruhsal olarak zedelenmiş bir gençlik görüntüsüyle karşı karşıyayız. Evet, millî savunmamız gelişiyor. Ekonomimiz düze çıkıyor. Belki bir gün “süper güç” bile olabiliriz. Ama insanımıza, özellikle gençliğimize sahip çıkamazsak, her şey boşa gider. Çünkü asıl mesele, insanı inşa etme meselesidir. Odak noktamız burası olmalı. Bu bizim beka meselemizdir. Maneviyatı olmayan bir milletin ne silahı işler, ne parası değer bulur. Kültürü aşındırılmış bir toplumda ahlâk çözülür, ardından devlet yıkılır. Bugün susup görmezden geldiğimiz her şey, yarının felaketi olur. Rabbim bu millete uyanmayı, yönünü yeniden bulmayı nasip etsin. Ayağımız kaydı… Ama hâlâ tutunacak bir yer varsa, orası değerlerimizdir.
Ekleme Tarihi: 07 Ağustos 2025 -Perşembe
Mehmet Ali ÖZTÜRK

Ayağımız Kaydı, Yolumuzu Kaybettik

Bir millet düşünün ki…
Elli yıldan fazladır kendisine “ye” denileni yemiş, “iç” denileni içmiş. Ne giyeceğini, ne tüketeceğini, ne düşüneceğini başka kültürler belirlemiş. Çamaşırını bile onların deterjanlarıyla yıkamış, dişini onların macunuyla fırçalamış. Hangi diziyi izleyeceğini, hangi müziği dinleyeceğini, hangi kitapları okuyacağını, hangi sosyal medyada ne paylaşacağını bile onlar seçmiş.

Tarımı onların gönderdiği tohumla yapmışız, banyomuzu onların şampuanlarıyla yapmışız, onların “ikon” dediği sanatçıları tanımışız; kendi yazarımızı, kendi ozanımızı görmezden gelmişiz. Pedinden kozmetiğine, danstan baleye, dosttan düşmana kadar hayatımızın her alanı, başkalarının ince ayarıyla şekillendirilmiş.

Ve şimdi…
Biz bu milletten ne istiyoruz?

Sosyal medyayı bırakmasını mı? O güruhun markalarını boykot etmesini mi? Soykırıma uğrayan kardeşlerine yardım elini uzatmasını mı? Maneviyata sarılmasını, millî duruş sergilemesini mi?
Çok beklersiniz…

Bu milletin ayakları kaydı dostlar…
Ruhuna dokunan her üründen bir parça almış ve farkına bile varamamış. Artık sağlıklı düşünemiyor, doğru ile yanlışı ayırt edemiyor. “Zararsız gibi” görünen nice tüketim unsuru, içinde taşıdığı formüllerle bu milletin ahlâkını, sağlığını, değerlerini eritmiş.

Ortaya çıkan nesle bir bakalım:
Kıskanmıyorlar.
Hayâ duymuyorlar.
Evlilikten uzak duruyor, çocuk sahibi olmaktan kaçıyorlar.
Sorumluluk almak istemiyorlar.
Maneviyatla, millî kültürle, ecdatla bağları yok.
Eğlenmek ve gününü gün etmek dışında bir hedefleri de yok.

Ve en acısı?
Gözlerinin önünde çocuklar açlıktan ölse, mazlumların üzerine bombalar yağsa bile umursamıyorlar. Takip ettikleri o “güruh”un aslında bu coğrafyanın düşmanı olduğunu bile fark edemeyecek kadar ruhsal olarak zedelenmiş bir gençlik görüntüsüyle karşı karşıyayız.

Evet, millî savunmamız gelişiyor. Ekonomimiz düze çıkıyor. Belki bir gün “süper güç” bile olabiliriz. Ama insanımıza, özellikle gençliğimize sahip çıkamazsak, her şey boşa gider.

Çünkü asıl mesele, insanı inşa etme meselesidir.
Odak noktamız burası olmalı.
Bu bizim beka meselemizdir.

Maneviyatı olmayan bir milletin ne silahı işler, ne parası değer bulur. Kültürü aşındırılmış bir toplumda ahlâk çözülür, ardından devlet yıkılır. Bugün susup görmezden geldiğimiz her şey, yarının felaketi olur.

Rabbim bu millete uyanmayı, yönünü yeniden bulmayı nasip etsin.

Ayağımız kaydı…
Ama hâlâ tutunacak bir yer varsa, orası değerlerimizdir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.