Mehmet Ali ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mehmet Ali ÖZTÜRK
 

'Sen Sensin, Ben Benim' Çağında İnsan Kalabilmek

Zaman garip bir hâl aldı dostlar… Artık herkes kendi derdinde, kendi hesabında. “Sen sensin, ben benim” deyip köşesine çekilenlerin çağındayız. Azıcık işleri yoluna giren, azıcık ayakta durmayı başaran hemen insanlardan uzaklaşıyor. Selam vermek lüks, hâl hatır sormak angarya, ziyaret etmekse neredeyse yük sayılıyor. Gönüller sevgisizlikle kuruyor, insanlar yalnızlaşıyor ve farkında olmadan robotlaşıyor. Komşuluk, akrabalık, dostluk… Hepsi sanki bir eski zaman hatırası gibi. Tahammül azaldı, sabır bitti, hoşgörü kayboldu. En küçük meselelerde bile kavgalar çıkıyor, küslükler başlıyor. İnsanlar artık bir nefeslik sabır bile göstermiyor birbirine. Arkamızdan dedikodu edilmesine şaşırmıyoruz bile artık; çünkü normalleştirildi, çünkü kimse kimseye saygı duymuyor. Gençlerimiz? Onlar da bu ruhsuz çağın eserleri. Konuşmaktan kaçan, selamlaşmaktan utanan, evlenmekten korkan bir gençlik yetişiyor. Sıcacık bir yuvaya değil, soğuk bir hesap tablosuna bakıyor artık evlilik adayları. Ahlak, haya, edep… Öncelik sıralamasında yerini çoktan kaybetti. “İyi kazansın, yeter” anlayışı hâkim oldu. Oysa iyi insan olmak, sağlam bir karaktere sahip olmak her şeyin önündeydi bir zamanlar. Peki ya yaşlılarımız? Özellikle eşi vefat etmiş erkekler? Ruhsuzluğun belki de en çok ezdiği kesim onlar. Evlenmek isteyen bir adam, kendisine yoldaşlık edecek bir hanımefendi bulamıyor. Azıcık geliri olan dul kadınlar, “Bu yaştan sonra kimsenin kahrını çekemem” diyor. Ne acı… Oysa insan her yaşta bir sıcaklığa, bir ilgiye muhtaç. En korkuncu ne biliyor musunuz? İhtiyaç denilince sadece para geliyor aklımıza! Sevgi, ilgi, dostluk, tatlı bir söz, samimi bir tebessüm… Bunları ihtiyaçtan bile saymıyoruz artık. Oysa bir dostun sofrasında edilen içten bir sohbet, en lüks tatil köylerinden daha huzurludur. Evladınızın güvenilir arkadaşları varsa, en pahalı güvenlik sistemlerine gerek kalmaz. Deprem günleri bize gerçeği öğretti aslında. O acı günlerde paranın, pulun işe yaramadığını hep birlikte gördük. Gözümüz, bir cenazeyi yıkayacak, taşıyacak, omuzlayacak insan aradı. Ama yoktu. Birbirimize ne kadar muhtaç olduğumuzu işte o zaman iliklerimize kadar hissettik. Sonra bir el uzandı, biri geldi “Ne yapabilirim?” diye sordu. Gözlerimiz doldu, gizlice ağladık. Bu yüzden dostlar; sevgiyle, saygıyla, samimiyetle yürümekten vazgeçmeyelim. Gönülleri yeniden ısıtmak, ilişkileri onarmak, sohbeti diriltmek bizim elimizde. Komşuyu, akrabayı, dostu yeniden hatırlayalım. Selamı, muhabbeti, gönül bağını ihmal etmeyelim. Hayatın tadı, Allah rızası için yapılan karşılıksız dostluklarda gizli. İşin sonu gelmez ama arada durup sevdiklerimize zaman ayırmak mecburiyetimiz var. Unutmayalım… Para her şeyi alabilir, ama insanın gönlünü alamaz.
Ekleme Tarihi: 01 July 2025 - Tuesday
Mehmet Ali ÖZTÜRK

'Sen Sensin, Ben Benim' Çağında İnsan Kalabilmek

Zaman garip bir hâl aldı dostlar… Artık herkes kendi derdinde, kendi hesabında. “Sen sensin, ben benim” deyip köşesine çekilenlerin çağındayız. Azıcık işleri yoluna giren, azıcık ayakta durmayı başaran hemen insanlardan uzaklaşıyor. Selam vermek lüks, hâl hatır sormak angarya, ziyaret etmekse neredeyse yük sayılıyor. Gönüller sevgisizlikle kuruyor, insanlar yalnızlaşıyor ve farkında olmadan robotlaşıyor.

Komşuluk, akrabalık, dostluk… Hepsi sanki bir eski zaman hatırası gibi. Tahammül azaldı, sabır bitti, hoşgörü kayboldu. En küçük meselelerde bile kavgalar çıkıyor, küslükler başlıyor. İnsanlar artık bir nefeslik sabır bile göstermiyor birbirine. Arkamızdan dedikodu edilmesine şaşırmıyoruz bile artık; çünkü normalleştirildi, çünkü kimse kimseye saygı duymuyor.

Gençlerimiz? Onlar da bu ruhsuz çağın eserleri. Konuşmaktan kaçan, selamlaşmaktan utanan, evlenmekten korkan bir gençlik yetişiyor. Sıcacık bir yuvaya değil, soğuk bir hesap tablosuna bakıyor artık evlilik adayları. Ahlak, haya, edep… Öncelik sıralamasında yerini çoktan kaybetti. “İyi kazansın, yeter” anlayışı hâkim oldu. Oysa iyi insan olmak, sağlam bir karaktere sahip olmak her şeyin önündeydi bir zamanlar.

Peki ya yaşlılarımız? Özellikle eşi vefat etmiş erkekler? Ruhsuzluğun belki de en çok ezdiği kesim onlar. Evlenmek isteyen bir adam, kendisine yoldaşlık edecek bir hanımefendi bulamıyor. Azıcık geliri olan dul kadınlar, “Bu yaştan sonra kimsenin kahrını çekemem” diyor. Ne acı… Oysa insan her yaşta bir sıcaklığa, bir ilgiye muhtaç.

En korkuncu ne biliyor musunuz? İhtiyaç denilince sadece para geliyor aklımıza! Sevgi, ilgi, dostluk, tatlı bir söz, samimi bir tebessüm… Bunları ihtiyaçtan bile saymıyoruz artık. Oysa bir dostun sofrasında edilen içten bir sohbet, en lüks tatil köylerinden daha huzurludur. Evladınızın güvenilir arkadaşları varsa, en pahalı güvenlik sistemlerine gerek kalmaz.

Deprem günleri bize gerçeği öğretti aslında. O acı günlerde paranın, pulun işe yaramadığını hep birlikte gördük. Gözümüz, bir cenazeyi yıkayacak, taşıyacak, omuzlayacak insan aradı. Ama yoktu. Birbirimize ne kadar muhtaç olduğumuzu işte o zaman iliklerimize kadar hissettik. Sonra bir el uzandı, biri geldi “Ne yapabilirim?” diye sordu. Gözlerimiz doldu, gizlice ağladık.

Bu yüzden dostlar; sevgiyle, saygıyla, samimiyetle yürümekten vazgeçmeyelim. Gönülleri yeniden ısıtmak, ilişkileri onarmak, sohbeti diriltmek bizim elimizde. Komşuyu, akrabayı, dostu yeniden hatırlayalım. Selamı, muhabbeti, gönül bağını ihmal etmeyelim. Hayatın tadı, Allah rızası için yapılan karşılıksız dostluklarda gizli. İşin sonu gelmez ama arada durup sevdiklerimize zaman ayırmak mecburiyetimiz var.

Unutmayalım… Para her şeyi alabilir, ama insanın gönlünü alamaz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.