Mehmet Ali ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mehmet Ali ÖZTÜRK
 

Fıtrata Sırt Çevirmenin Bedeli: Aileyi Yıkan Sessizlik

Kız ve erkek çocuklarının yaratılış farklılığını dede-nineler, anne-babalar yüzyıllardır bilir de, ne hikmetse kimi eğitimciler ve politikacılar bu apaçık gerçeği görmezden gelir. Oysa farklılıkları kabullenmek, insanın fıtratına saygının ilk adımıdır. Peygamber Efendimiz’in “Erkek çocuklarınızı seviniz” buyruğuna, “Kızlarımızı sevmeyelim mi?” diye soran sahabeye verdiği cevap manidardır: “Onlar kendilerini sevdirirler.” Halbuki biz ne yaptık? Fıtratlı farklı iki cinsi aynı sıraya oturtup aynı müfredata, aynı disiplini dayattık. Kızı da erkeği de aynı şablona sıkıştırmaya çalıştık. Oysa biri ılık bir rüzgar, diğeri kuvvetli bir akıntı gibi ayrı ayrı yönlerde estikçe güzelleşen iki ruh… Farklı ortamlarda, fıtratlarına uygun eğitim alsalardı, şu an toplum olarak böylesine bir yozlaşmanın, yozlaşan ilişkilerin, kadın-erkek kavramlarının birbirine karıştığı bir buhranın içinde boğulmazdık. Erkek gibi yetiştirilen kız da, kız gibi yetiştirilen erkek de fıtratını yitirir. Bu yitiş, sadece bireyde değil, ailede, toplumda ve hatta milletin gelecek idealinde de bozulmaya yol açar. Zira aile; kadının kadınlığını, erkeğin erkekliğini bildiği zaman ayakta kalır. Kadının zarafetiyle, erkeğin dirayetiyle kurulmuş bir yuvanın sarsılması kolay olmaz. Bugün parklarda, sokaklarda, okullarda gördüğümüz manzaralar yürek sızlatıyor. Gençlerin edep dairesinden uzaklaşması, konuşma tarzlarından giyimine, davranışından bakışına dek fıtrata aykırılıklarla dolu… Modernlik adı altında her şeyi normalize eden bir düzen var. Kadın, kadınlığını bilemez oldu. Erkek, erkekliğini hissedemez hale geldi. Karma ortamda yetişen, her şeyi birlikte paylaşan ama sonunda birbirine yabancılaşan bir nesil yetiştiriyoruz. Göz göze gelmenin bile heyecanını yitirdiği, bir gülüşün dünyayı ağlıtacak kadar etkileyici olması gerekirken, kahkahaların bile anlam taşımadığı bir ortamdayız. Ne kızlar erkeklere güveniyor, ne erkekler kadınlara… Herkes birbirinden kuşkulu, mesafeli ve umutsuz. Bunun sebebi yan yanayken mesafe koyamamamız, mahremi, hassasiyeti, fıtratı hiçe saymamız. Evlat annesiz büyüyemez, babasız tamamlanamaz. Bir baba, “hem anne hem baba olurum” diyebilir ama bilmez ki annesiz bir evlat, büyürse de tamamlanamaz. Kadının ve erkeğin ailedeki yeri birbirinin aynısı değil, tamamlayıcısıdır. Ve biz, fıtrata uymayarak hem aileyi hem de geleceği kaybediyoruz. Kızlarımızın narinliğini, erkeklerimizin dirayetini kaybettikçe, toplumsal dengeyi de kaybediyoruz. Artık dur deme vakti. Madem bu yıl “aile yılı” ilan edildi, o halde bu konuda samimi ve radikal adımlar atılmalı. İnsanı fıtratına uygun yetiştirirsek, kadın da erkek de huzur bulur. Huzurlu insanlar, huzurlu aileleri; huzurlu aileler, şaatlı toplumları doğurur. Temennimiz budur: Rabbim, hayalimizdeki evlatlara, ailelere ve topluma kavuşmayı nasip eylesin.
Ekleme Tarihi: 18 Ağustos 2025 -Pazartesi
Mehmet Ali ÖZTÜRK

Fıtrata Sırt Çevirmenin Bedeli: Aileyi Yıkan Sessizlik

Kız ve erkek çocuklarının yaratılış farklılığını dede-nineler, anne-babalar yüzyıllardır bilir de, ne hikmetse kimi eğitimciler ve politikacılar bu apaçık gerçeği görmezden gelir. Oysa farklılıkları kabullenmek, insanın fıtratına saygının ilk adımıdır. Peygamber Efendimiz’in “Erkek çocuklarınızı seviniz” buyruğuna, “Kızlarımızı sevmeyelim mi?” diye soran sahabeye verdiği cevap manidardır: “Onlar kendilerini sevdirirler.”

Halbuki biz ne yaptık? Fıtratlı farklı iki cinsi aynı sıraya oturtup aynı müfredata, aynı disiplini dayattık. Kızı da erkeği de aynı şablona sıkıştırmaya çalıştık. Oysa biri ılık bir rüzgar, diğeri kuvvetli bir akıntı gibi ayrı ayrı yönlerde estikçe güzelleşen iki ruh…

Farklı ortamlarda, fıtratlarına uygun eğitim alsalardı, şu an toplum olarak böylesine bir yozlaşmanın, yozlaşan ilişkilerin, kadın-erkek kavramlarının birbirine karıştığı bir buhranın içinde boğulmazdık.

Erkek gibi yetiştirilen kız da, kız gibi yetiştirilen erkek de fıtratını yitirir. Bu yitiş, sadece bireyde değil, ailede, toplumda ve hatta milletin gelecek idealinde de bozulmaya yol açar. Zira aile; kadının kadınlığını, erkeğin erkekliğini bildiği zaman ayakta kalır. Kadının zarafetiyle, erkeğin dirayetiyle kurulmuş bir yuvanın sarsılması kolay olmaz.

Bugün parklarda, sokaklarda, okullarda gördüğümüz manzaralar yürek sızlatıyor. Gençlerin edep dairesinden uzaklaşması, konuşma tarzlarından giyimine, davranışından bakışına dek fıtrata aykırılıklarla dolu… Modernlik adı altında her şeyi normalize eden bir düzen var.

Kadın, kadınlığını bilemez oldu. Erkek, erkekliğini hissedemez hale geldi. Karma ortamda yetişen, her şeyi birlikte paylaşan ama sonunda birbirine yabancılaşan bir nesil yetiştiriyoruz. Göz göze gelmenin bile heyecanını yitirdiği, bir gülüşün dünyayı ağlıtacak kadar etkileyici olması gerekirken, kahkahaların bile anlam taşımadığı bir ortamdayız.

Ne kızlar erkeklere güveniyor, ne erkekler kadınlara… Herkes birbirinden kuşkulu, mesafeli ve umutsuz. Bunun sebebi yan yanayken mesafe koyamamamız, mahremi, hassasiyeti, fıtratı hiçe saymamız.

Evlat annesiz büyüyemez, babasız tamamlanamaz. Bir baba, “hem anne hem baba olurum” diyebilir ama bilmez ki annesiz bir evlat, büyürse de tamamlanamaz. Kadının ve erkeğin ailedeki yeri birbirinin aynısı değil, tamamlayıcısıdır.

Ve biz, fıtrata uymayarak hem aileyi hem de geleceği kaybediyoruz. Kızlarımızın narinliğini, erkeklerimizin dirayetini kaybettikçe, toplumsal dengeyi de kaybediyoruz. Artık dur deme vakti. Madem bu yıl “aile yılı” ilan edildi, o halde bu konuda samimi ve radikal adımlar atılmalı.

İnsanı fıtratına uygun yetiştirirsek, kadın da erkek de huzur bulur. Huzurlu insanlar, huzurlu aileleri; huzurlu aileler, şaatlı toplumları doğurur.

Temennimiz budur:
Rabbim, hayalimizdeki evlatlara, ailelere ve topluma kavuşmayı nasip eylesin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.