Hacı Ali GÜNEÇIKAN
Köşe Yazarı
Hacı Ali GÜNEÇIKAN
 

Kurban Bayramına Farklı Bir Bakış: Et Değil, Empati Paylaşmak

Kurban Bayramı yaklaştığında sokaklar kalabalıklaşır, kurbanlık çadırları kurulur, derin dondurucular boşaltılır, poşetler hazırlanır. Etin kilosu konuşulur, kim nereye ne dağıttı diye liste tutulur. Ama biz bu bayramı, sadece torbalara doldurulan etlerle sınırlarsak, aslında en büyük payı unuturuz: Gönle düşen payı. Hele ki bu şehir Kahramanmaraş ise… Yani asrın felaketinin izlerini hâlâ taşıyan, kimi evlerde hâlâ boş sandalyesi olan, kimi çocukların hâlâ “Babam bu bayram gelecek mi?” diye beklediği bir şehirdeysek… O zaman kurban, sadece bir hayvan değil; aynı zamanda bir vicdan sınavı olur. Kurban sadece et değil, empati kurmak olmalı..Kurban, Allah’a yakınlaşmak kadar, insana yaklaşmak da değil midir? Depremzede bir komşuya, yalnız bir yaşlıya, konteynerdeki bir çocuğa yaklaşmak… Yalnızca bir kilo et vermek değil, “Ben seni unutmadım” diyebilmek… Bu bayram, mahalle arasındaki bir konteyner kapısı çalınırsa… Ve çocuk “Anne bu kim?” diye sorduğunda, annenin gözleri dolarsa… İşte orada gerçek bayram yaşanır. Bayram; kırılanı onarmak, unutulanı hatırlamaktır. Kurban Bayramı, etin değil, merhametin bayramı olmalı. Bir sofrada dilsizce oturan yaşlıya, gurbetteki öğrenciye, küstüğümüz akrabaya “İyi bayramlar” demektir. Çünkü bazen bir “İyi bayramlar” mesajı, bir koliden daha çok iyilik taşır içinde. Kahramanmaraş hâlâ iyileşiyor, hâlâ ayağa kalkmaya çalışıyor. Bu bayramda, unutmamamız gereken en büyük gerçek bu: Yıkılan sadece binalar değildi; umutlar da kırıldı. O umutları ayağa kaldırmak için et değil, insanlık paylaşmalıyız. Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Mehmet Akpınar’ın Sessiz Çığlığı Bu noktada hem bir yazarın, hemde bir belediye başkanının kaleminden dökülen satırlar, bayram sabahına belki de en dokunaklı, en hakikatli sesi oldu. Dulkadiroğlu Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Akpınar, Kurban Bayramı sabahında kaleme aldığı köşe yazısıyla, sadece sorumluluk makamında değil, vicdan makamında da bulunduğunu gösterdi. İşte o yazının bir bölümü: “Ve bugün bayram sabahı… Koçlar, Allah’a kurban olmayı bekliyorlar, rablerine kavuşmak için… İbrahimî bir teslimiyetle, Allah’a teslim olmak için boyunlarını bükmüş bekliyorlar… Müminler de Allah’a yakınlaşmak için, bayram namazını kılıp kurbanlarını kesecekler… … Ve Allah’ın fermanı: ‘Yeryüzündeki bütün müminler kardeştir.’ Ve son söz; Bayramınız kutlu olsun… Ne bayramı, hangi bayram, anlayamadım… Bayram mı olurmuş gözyaşlarından… Bayramsa bayramınız mübarek olsun…” Bu satırlar; etten, kandan, kalabalıktan değil; hakikatten ve hesaptan oluşuyor. Başkan Akpınar, kaleme aldığı bu yazısıyla, Gazze’deki çığlığı, Arakan’daki sessizliği, Doğu Türkistan’daki unutulmuşluğu bayram soframıza taşıdı. Tezeğe konan sinekler gibi dünyaya daldığımızı hatırlattı; ve bir belediye başkanının da arada sadece açılış konuşmaları değil, ümmetin namusu üzerine söz alabileceğini gösterdi. Ve dua ile kapanan bir bayram sabahı..Evet, bugün bayram. Ama bir yanımızda kurbanlıkların sessiz teslimiyeti, diğer yanımızda ümmetin kanla yazılmış çığlığı var. Bu çağda bayram yapmak, sadece yeni kıyafet giymek, kavurma dağıtmak değil; bir müminin yükünü omuzlamak, yetimin başını okşamak, zulme sessiz kalmamaktır. Ve biz, bu bayram sabahında ellerimizi semaya açıyor, içimizdeki sızıyla dua ediyoruz: “Ya Rabbi! Bize sadece et değil, yürek dağıtmayı; Sadece kesmek değil, paylaşmayı; Sadece konuşmak değil, direnmeyi nasip eyle… Ümmeti yeniden birleştirecek bir bilinç, Ve mazlumun duasında yer edecek bir iz bırak bizde… Amin.” Gözyaşları içinde geçen nice bayramlara rağmen, umutla haykırıyoruz: Bayramsa, bayramınız mübarek olsun.
Ekleme Tarihi: 06 June 2025 - Friday
Hacı Ali GÜNEÇIKAN

Kurban Bayramına Farklı Bir Bakış: Et Değil, Empati Paylaşmak

Kurban Bayramı yaklaştığında sokaklar kalabalıklaşır, kurbanlık çadırları kurulur, derin dondurucular boşaltılır, poşetler hazırlanır. Etin kilosu konuşulur, kim nereye ne dağıttı diye liste tutulur.

Ama biz bu bayramı, sadece torbalara doldurulan etlerle sınırlarsak, aslında en büyük payı unuturuz: Gönle düşen payı.

Hele ki bu şehir Kahramanmaraş ise…

Yani asrın felaketinin izlerini hâlâ taşıyan, kimi evlerde hâlâ boş sandalyesi olan, kimi çocukların hâlâ “Babam bu bayram gelecek mi?” diye beklediği bir şehirdeysek…

O zaman kurban, sadece bir hayvan değil; aynı zamanda bir vicdan sınavı olur.

Kurban sadece et değil, empati kurmak olmalı..Kurban, Allah’a yakınlaşmak kadar, insana yaklaşmak da değil midir?
Depremzede bir komşuya, yalnız bir yaşlıya, konteynerdeki bir çocuğa yaklaşmak…
Yalnızca bir kilo et vermek değil, “Ben seni unutmadım” diyebilmek…

Bu bayram, mahalle arasındaki bir konteyner kapısı çalınırsa…
Ve çocuk “Anne bu kim?” diye sorduğunda, annenin gözleri dolarsa…
İşte orada gerçek bayram yaşanır.

Bayram; kırılanı onarmak, unutulanı hatırlamaktır. Kurban Bayramı, etin değil, merhametin bayramı olmalı.
Bir sofrada dilsizce oturan yaşlıya, gurbetteki öğrenciye, küstüğümüz akrabaya “İyi bayramlar” demektir.
Çünkü bazen bir “İyi bayramlar” mesajı, bir koliden daha çok iyilik taşır içinde.

Kahramanmaraş hâlâ iyileşiyor, hâlâ ayağa kalkmaya çalışıyor.
Bu bayramda, unutmamamız gereken en büyük gerçek bu:
Yıkılan sadece binalar değildi; umutlar da kırıldı.
O umutları ayağa kaldırmak için et değil, insanlık paylaşmalıyız.

Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Mehmet Akpınar’ın Sessiz Çığlığı

Bu noktada hem bir yazarın, hemde bir belediye başkanının kaleminden dökülen satırlar, bayram sabahına belki de en dokunaklı, en hakikatli sesi oldu.

Dulkadiroğlu Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Akpınar, Kurban Bayramı sabahında kaleme aldığı köşe yazısıyla, sadece sorumluluk makamında değil, vicdan makamında da bulunduğunu gösterdi. İşte o yazının bir bölümü:

“Ve bugün bayram sabahı…
Koçlar, Allah’a kurban olmayı bekliyorlar, rablerine kavuşmak için…
İbrahimî bir teslimiyetle, Allah’a teslim olmak için boyunlarını bükmüş bekliyorlar…
Müminler de Allah’a yakınlaşmak için, bayram namazını kılıp kurbanlarını kesecekler…

Ve Allah’ın fermanı:
‘Yeryüzündeki bütün müminler kardeştir.’
Ve son söz;
Bayramınız kutlu olsun…
Ne bayramı, hangi bayram, anlayamadım…
Bayram mı olurmuş gözyaşlarından…
Bayramsa bayramınız mübarek olsun…”

Bu satırlar; etten, kandan, kalabalıktan değil; hakikatten ve hesaptan oluşuyor.
Başkan Akpınar, kaleme aldığı bu yazısıyla, Gazze’deki çığlığı, Arakan’daki sessizliği, Doğu Türkistan’daki unutulmuşluğu bayram soframıza taşıdı.
Tezeğe konan sinekler gibi dünyaya daldığımızı hatırlattı;
ve bir belediye başkanının da arada sadece açılış konuşmaları değil, ümmetin namusu üzerine söz alabileceğini gösterdi.

Ve dua ile kapanan bir bayram sabahı..Evet, bugün bayram. Ama bir yanımızda kurbanlıkların sessiz teslimiyeti, diğer yanımızda ümmetin kanla yazılmış çığlığı var. Bu çağda bayram yapmak, sadece yeni kıyafet giymek, kavurma dağıtmak değil; bir müminin yükünü omuzlamak, yetimin başını okşamak, zulme sessiz kalmamaktır.

Ve biz, bu bayram sabahında ellerimizi semaya açıyor, içimizdeki sızıyla dua ediyoruz:

“Ya Rabbi! Bize sadece et değil, yürek dağıtmayı;
Sadece kesmek değil, paylaşmayı;
Sadece konuşmak değil, direnmeyi nasip eyle…
Ümmeti yeniden birleştirecek bir bilinç,
Ve mazlumun duasında yer edecek bir iz bırak bizde…
Amin.”

Gözyaşları içinde geçen nice bayramlara rağmen, umutla haykırıyoruz:
Bayramsa, bayramınız mübarek olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marasgunebakis.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.