Olmaz Diyenlere Cevap: 455 Bin.. Bazı rakamlar vardır; istatistik değil, tarihtir.
Bazı törenler vardır; protokol değil, hafızadır.
Ve bazı cümleler vardır; nutuk değil, bir milletin “yeniden ayağa kalkma” yemini olur.
455 bin 357 bağımsız bölüm…
Konut, köy evi, iş yeri… Bir Avrupa ülkesinin ölçeğinde bir alanda, 11 ilde, 174 ayrı şantiyede; gecesi gündüzüne katılmış binlerce insanın alın teri.
Daha açık söyleyelim:
Bu, sadece “inşaat” değil. Bu, devlet organizasyonunun, millet dayanışmasının ve siyasetin eserle konuşmasının dünyaya ilanı.
Depremden sonra en kolay şey konuşmaktı.
En kolay şey “olmaz” demekti.
En kolay şey “yapamazsınız” diye moral bozmaktı.
Zor olan neydi?
15. günde temel atmak.
45. günde ilk teslimatı yapmak.
Ve iki yıl gibi kısa bir sürede, “tarihte eşi benzeri görülmemiş” bir hızla yüz binleri yuvalarına kavuşturmak.
Bugün gelinen noktada şunu net görüyoruz:
Yıkmak, eleştirmek, gölge etmek; bir siyasi refleks olabilir.
Ama bir şehri ayağa kaldırmak, ancak devlet ciddiyeti ve millet sevdası ile olur.
Hatay’daki törende Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği mesaj, aslında tek cümleye sığar:
“Söz verdik, tuttuk.”
Siyasetin en ağır sınavı bu.
Kameraya konuşmak değil; enkazın ortasında söz verip, o sözü betona değil güvene çevirebilmek.
Bu tablo;
karar alma hızıdır,
kaynak yönetimidir,
kurumlar arası koordinasyondur,
7/24 çalışma disiplinidir,
en önemlisi de kriz anında dağılmayan devlet aklıdır.
İşte bunun adı, dünyada “liderlik” diye yazılır.
Biz meseleyi Kahramanmaraş’tan okuyalım… Çünkü bu şehir, sadece yıkılmadı; dünyanın gözü önünde sınandı.
Ve bugün Kahramanmaraş’ta tablo şudur:
Toplam 73 bin 956 bağımsız bölüm tamamlanmış ve teslim edilmiş durumda.
Bunun 52 bin 575’i konut, 15 bin 615’i köy evi, 5 bin 766’sı iş yeri.
Doğukent’teki canlı bağlantı, sadece bir ekran görüntüsü değildi.
O görüntü, bir milletin “ben buradayım” demesiydi.
Vali Mükerrem Ünlüer’den Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel’e, milletvekillerinden teşkilatlara kadar herkesin aynı fotoğrafta buluşması, bu sürecin tek cümlelik özeti:
Devlet-millet aynı safta.
Kahramanmaraş’ta Altınova…
Artık bir yer adı değil, bir kavram:
Uydu kent.
Planlı şehircilik.
Sosyal donatı.
Yeni bir yaşam tasarımı.
Deprem bize acı bir şeyi öğretti:
Şehir dediğin sadece binalardan ibaret olmadığını; zemin, plan, altyapı, ulaşım, sosyal alan ve en önemlisi güven meselesini.
Kahramanmaraş’ta yükselen bu yeni alanlar, sadece bugünü değil; gelecek 50 yılı inşa ediyor.
Bu yazının en can alıcı kısmı burası.
Çünkü bir de şu gerçek var:
Deprem bölgesinde bazıları, kentsel dönüşümü ve rezerv alanları tartışma malzemesi yaparken; mesele “siyaset” değil, can meselesiydi.
Bugün eser ortada…
Anahtar ortada…
Kura ortada…
Teslimat ortada…
Peki o gün “olmaz” diyenler, bugün nerede?
Yıkım günlerinde mikrofon arayanlar; şimdi bu büyük tablo karşısında ya susuyor ya da görmezden geliyor.
Ama şunu bilsinler:
Bir şehrin gözyaşıyla dalga geçilmez.
Bir milletin yarasıyla siyaset yapılmaz.
Evet… Cumhurbaşkanlığı iradesi var.
Bakanlıkların koordinasyonu var.
TOKİ var, Emlak Konut var, Yapı İşleri var.
Ama bu işin görünmeyen kahramanları da var:
Başta Bakan Murat Kurum var. Mühendis… mimar… işçi… ustabaşı… vinç operatörü…
Gece vardiyası… sabah vardiyası… yağmurda çalışan… soğukta beton döken…yüzlerce metre yukarıda, gökyüzünde namaz kılan yüreği iman dolu vinç operatörler var..
Onlar olmasa; “söz” havada kalırdı.
Bu yüzden bugün, 455 bin rakamı bir şatafat değil; bir emek destanı..
Son sözler demeyeyim ama, devlet nerede? diyenlere işte “DEVLET” burada..
Kahramanmaraş’ta, Hatay’da, Malatya’da, Adıyaman’da…
Anahtarın ucunda bir tek şey var:
Yuva.
Ve yuvanın içinde bir tek dua var:
Şükür.
Bugün şunu tarihe not düşelim:
Bu millet, enkazdan kalkarken iki şey yaptı:
Ağladı ama dağılmadı.
İnandığı devlet aklıyla yeniden kurdu.
İnanan kadrolar sahada bir an durmadı.
Ve biz bir kez daha gördük ki;
İnanıyorsan üstünsün. İnanıyorsan başarırsın.
Kahramanmaraş’ı görmek isteyenlere de çağrımız net:
Gelin…
Bu şehir artık sadece “deprem” anlatmıyor.
Bu şehir, dirilişin fotoğrafını gösteriyor.
Ne diyordu Kahramanmaraş Ticaret Borsası Başkanımız Mustafa Narlı ağabey:
“Bu ülke bizim, devlet bizim, millet biziz. Kahramanmaraş öyle kadim bir şehir ki dünyaya değer. Bizim derdimiz de tasamız da bu şehir.”
İşte bütün hikâye bu cümlede gizli.
Var olsun ülkemiz, yaşasın devletimiz!
Selam ve dua ile…
