Bizden birinin en ufak hatasını kebair görüyoruz, karşı tarafın en büyük günahını ise seğair görüyoruz.
Adam dine, dindara, kendisini aklayana, tüm dinlere küfrediyor; biz ise iyimserlik ayetlerini ona uyarlıyoruz. İyimserlik ayetleri ve hadisleri onlar için değil, eşin, komşun, arkadaşın ve müellefei kulup için geçerlidir.
Adam senin dinini ne ettiğimin diyor, biz diyoruz ki kalpleri bilen Allah’tır, yargılamak bize düşmez.
Yargılanması gerekeni yargılamamak da yargı değil midir?
Peygamber Efendimiz net tavırlarını değil de konuyla ilgili olmayan sözlerini uyarlıyoruz. Yani müşrik biri Peygamber efendimize küfretmiş, sonra adam ölmüş, Peygamber efendimiz ona, Allah rahmet eylesin mi demiş?
Küfrü açık, zındıklığı ile gurur diyen birine methiyeler düzmek aptallık değil midir? Bizden bir yazar, bir sanatçı, bir Kadir öldüğünde tüm nefretlerini kusan zihniyete yaranmak neyimize?
Kötü olun, kötü söz yazın, telin edin, küfürle itham edin demiyorum. Bunları yapmak ölüye değil, diriye zarar verir. Peygamber efendimiz bunu yasaklamıştır. Ama övün de dememiştir.
Adamların her türlü fıskını, gühanını, sözünü tevil ediyoruz yani iyiye yoruyoruz. Adam İslam'a sövüyor. Biz diyoruz ki, aslında İslam'a sövmedi, kötü ve sahtekar din adamına sövdü. Adam Müslümanlara sövüyor. Biz tevil ediyoruz. Adam kötülere sövdü diyoruz. Adam yüzlerce defa zina ettiğini söylüyor, bununla gurur duyuyor, ölümden sonra dirilişe inanmıyorum diyor. Biz tevil ediyoruz. Derdi vardı, içti, zina etti ama yardımsever biri, aslında siyasal İslamcılara kızdı...
Sen tevilci misin? Adamın tüm pisliğini temizlemek sana mı kaldı? Kim ne dediyse bırak bedelini de o ödesin...
Yarın sen ölsen senin için "geberdi" diyecek adama sen bugün "Allah rahmet eylesin" diyorsun.
Sövme ama övme de!
Kötü söz söyleme ama kötü söz söyleyeni de aklama!
Hesaba çekme ama hesaptan da kurtarma!
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Ölülere sövmeyin, dirileri incitmiş olursunuz!