Milli Eğitim: Kur’an ve Ezan Okuma Yarışmaları Dar Salonlara Sığdırmayın

Cami Varken Salon Israrı Kime Hizmet Ediyor?

Kur’an-ı Kerim ve Ezan okuma gibi ses, makam, akustik ve mekân bütünlüğü gerektiren yarışmalar; okul salonlarının dar, yankılı ve teknik olarak yetersiz alanlarına hapsedilmiş durumda. 

Bu tercih basit bir organizasyon ayrıntısı değil; mesleki eğitimin ruhunu, adaletini ve ciddiyetini doğrudan ilgilendiren bir yanlıştır.

AKUSTİK YOK, RUH YOK, ADALET NASIL OLACAK?

Paylaşılan programlara bakıldığında yarışmaların; okul konferans salonlarında, imam hatip ortaokullarının dar salonlarında, ezan ve Kur’an tilaveti için açıkça uygun olmayan mekânlarda yapılacağı görülüyor.

Oysa Kur’an tilaveti ve ezan, sıradan bir hitabet faaliyeti değildir.

Bu icralar; sesin berraklığı, makamın doğru aktarımı ve mekânın ruhuyla anlam kazanır.

Konferans salonlarında dahi konuşma yaparken yaşanan eko, yankı ve ses boğulması herkesin malumuyken;

Kur’an ve ezan gibi hassas icraların bu ortamlarda değerlendirilmesi ne kadar adildir, ne kadar pedagojiktir?

Bu soru yalnızca yarışmacı öğrencilerin değil, jüri üyelerinin de vicdanını ilgilendirir.

TATBİKAT CAMİİ VARKEN BU İNAT NEDEN?

Asıl cevabı beklenen soru ise şudur:

Kahramanmaraş Anadolu İmam Hatip Lisesi yerleşkesinde, tam da bu yarışmalar için inşa edilen Tatbikat Camii varken, bu organizasyonlar neden camide yapılmıyor?

Bu cami; imam hatip öğrencilerinin mesleki uygulamaları için yapıldı, mihrap, minber, kürsü ve akustik bütünlük gözetilerek inşa edildi, açılışı bakanlar ve il protokolü tarafından yapıldı, yıllarca “örnek uygulama” olarak anlatıldı.

Şimdi soruyoruz:

Bu camiyi kim görmezden geldi?

Kim bu programları planlarken Tatbikat Camii’ni bilinçli şekilde devre dışı bıraktı?

HALK NEREDE, VELİ NEREDE?

Bu yarışmalar sadece öğrenciler için değildir. İmam hatip okullarını tercih eden veliler, çocuklarını bu okullara sadece akademik başarı için değil;

Kur’an’ı ve ezanı camide, cemaat huzurunda, doğru mekânda öğrenmeleri için gönderiyor.

O hâlde şu soruyu sormak meşrudur:

Bu yarışmalar neden halka kapalı, velilerden uzak, salonlara sıkıştırılmış şekilde yapılıyor?

Kahramanmaraş gibi cami kültürü güçlü bir şehirde; Türkiye’nin dördüncü büyük camisi Abdülhamid Han Camii, mimarisiyle örnek gösterilen Tanrıverdi Camii, ve en önemlisi, imam hatip eğitimi için yapılan İbrahim Koç Tatbikat Camii varken; bu yarışmaları okul salonlarında yapmak izah edilebilir değildir.

“BÖYLE GELDİ” DİYE BÖYLE GİTMEMELİ

Evet, geçmişte bu yarışmalar salonlarda yapılmış olabilir.

Ama bu durum, yanlışta ısrar için mazeret değildir. Eğitim; doğruyu gördüğünde yön değiştirme cesareti gösterebildiğinde anlamlıdır.

Kur’an ve ezan; dar salonlara, yetersiz ses sistemlerine, plansızlığa ve alışkanlıklara kurban edilemeyecek kadar kıymetlidir. 

HALKLA İÇ İÇE OLMADAN İMAM HATİP ANLATILAMAZ

İmam hatip okulları, toplumdan kopuk yapılar değildir; aksine toplumun tam merkezinde, camiyle, mahalleyle ve cemaatle anlam kazanan kurumlardır. Bu okullarda yetişen öğrencilerin Kur’an’la, ezanla ve mesleki uygulamalarla kurduğu bağ; ancak halkın gözü önünde ve cami ortamında gerçek karşılığını bulur.

Bu yarışmalar camilerde yapıldığında; halk imam hatipli öğrenciyi tanır, önyargılar yerini tanışıklığa bırakır, imam hatip eğitimi “kapalı devre” değil, toplumla iç içe bir eğitim modeli olarak görülür.

Bugün imam hatip okulları hakkında konuşanların önemli bir kısmı, bu okulları hiç görmeden, öğrencisini hiç dinlemeden kanaat geliştiriyor. Oysa bir çocuğun Kur’an’ı camide, cemaat huzurunda nasıl okuduğunu görmek; bin tartışmadan daha öğreticidir.

İmam hatipleri halka anlatmanın yolu; afişlerden, salonlardan ve kapalı organizasyonlardan değil, camiden, cemaatten ve sahici ortamdan geçer.

Bu nedenle Kur’an ve Ezan okuma yarışmalarının camilerde yapılması; sadece akustik ya da organizasyon meselesi değil, imam hatiplerin halkla yeniden buluşması meselesidir. Yani kısaca halkın İmam Hatip Okullarını tanıması için Camilerde yapılması elzem olduğu belirtilmektedir. 

SORULARIMIZ AÇIK VE NET

Kamuoyu adına soruyoruz:

Bu yarışmaların mekânı belirlenirken akustik ve mesleki yeterlilik dikkate alındı mı? Tatbikat Camii neden program dışı bırakıldı? İl Millî Eğitim Müdürlüğü bu tercihi hangi gerekçeyle yaptı? Jüri değerlendirmelerinin sağlıklı yapılacağına gerçekten inanılıyor mu? Velilerin ve halkın bu sürecin dışında tutulmasının gerekçesi nedir?

ÇAĞRIMIZDIR

Kur’an ve Ezan okuma yarışmaları; halka açık, camide, cemaat huzurunda, öğrencilerin ailelerinin katılımıyla yapılmalıdır.

Bu, organizasyonu zorlaştırmaz. Aksine, imam hatip eğitiminin ruhuna uygun olanı hayata geçirir. Kahramanmaraş kamuoyu, bu soruların cevabını değil; bu yanlıştan dönüleceğine dair iradeyi görmek istiyor.